Ceci n’est pas une pipe. Bu bir pipo değildir.
Magritte’in İmgelerin İhaneti tablosu nesne ve sözcük arasında kurulan ilişkiyi bizlere sorgulatır. Resimde görülen bir pipodur, ancak piponun kendisi değil, bir resmidir. Pipo resmi fiziksel bir nesneyi temsil eder ancak onun resmi veya deseni, o değildir. Pipo kelimesi de hayalimizde bir nesneyi canlandırır ancak kelimenin kendisi bir imgeler bütününü temsil eder. Pipo nedir sorusu gün yüzüne çıkar.
René Magritte, İmgelerin İhaneti, 1928-1929
Foucault resim ve dilin ilişkisi üzerine şunları söyler:
“Dilin resimle ilişkisi, sonsuz bir ilişkidir. Bunun nedeni, sözcüklerin kusurlu olması ya da görünenle karşılaştırıldıklarında aşırı ölçüde uygunsuz olduklarını göstermeleri değildir. Ne dil ne de resim, birbirinin terimlerine indirgenebilir; ne gördüğümüzü söylememiz boşunadır; çünkü, gördüğümüz söylediğimizin içine hiçbir zaman yerleşmiş değildir. Ve söylediğimizi, imgeler, mecazlar, benzetmeler kullanarak göstermeye çalışmamız da boşunadır; çünkü onların göz kamaştırıcılıklarını edindikleri mekân, gözlerimizin önümüzde açtığı mekân değil, sözdiziminin art arda gelen öğelerinin belirlediği mekandır. Ve bu bağlamda uygun bir ad, sadece bir oyundur ve bize işaret etmemize yarayan bir parmak sallar; başka bir deyişle, kişinin, konuştuğu alandan baktığı alana gizlice geçmesini olanaklı kılar ve bir başka deyişle de, sanki eşdeğerliymişler gibi, birini ötekinin üzerine katlamamızı sağlar.” (1)
Foucault ve Magritte benzer düşüncelere sahiptir. Her ikisi de dili eleştirir. Foucault kelimelerin, Magritte imgelerin anlamlarını sorgular. Gösterilen ve görülen, söylenen ve anlanan birbirine karışır, yer değişir, yeniden anlamlar kazanır.
…
Joseph Kosuth “Bir ve Üç Sandalye” eserinde bir sandalyeyi, onun fotoğrafını ve sandalye kelimesinin sözlükteki anlamını yan yana koyarak bizlere sorar: Hangisi sandalyedir?
Joseph Kosuth, Bir ve Üç Sandalye, 1965
Eserde nesne (sandalye), nesnenin temsil ettiği düşünce (fotoğraf) ve nesnenin sözlü soyutlaması (tanım) birliktedir. Üç farklı sandalye düşüncesi temsil edilmektedir. Her bir öge bir sandalye temsilidir. Ögelerin hepsi ayrı ayrı ve beraber sandalyeyi temsil edebilir fakat gerçekten hangisi sandalyedir?
Magritte ve Kosuth aynı yaklaşımı izlemektedir. İki eser de geleneksel sanatı ortadan kaldırmakta, sanata kavramsal olarak yaklaşmaktadır. “Aslında sanatın ve sanat eserinin kendisi bir fikirden ibarettir ve bu, modern sanatı özetlemektedir.” (2)
Bu bir pipo mudur? Hem evet hem de hayır!
Hangisi sandalyedir? Hepsi ve hiçbiri!
Belki de önemli olan cevabı bulmak değil, soruyu sormaktır…
...
KAYNAKLAR
1 – Michel Foucault, Les Mots et les Choses’un İngilizce çevirisi The Order of Things, 1970.
2 – Joseph Kosuth, Conceptual Art: A Critical Anthology, 1999.
Sıkılmadan okudum :)