Gidersen yıkılır bu kent

Gidersen yıkılır bu kent
  • 8
    0
    0
    1
  • Gidersen yıkılır bu kent, kuşlar da gider.               

    Bir nehir gibi susarım yüzünün deltasında

    Yanlış adresteydik, kimsesizdik belki

    Sarışın bir şaşkınlık olurdu bütün ışıklar

    Biz mi yalnızdık, durmadan yağmur yağardı

    Üşür müydük nar çiçekleri ürpeririken

     

    Gidersen kim sular fesleğenleri

    Kuşlar nereye sığınır akşam olunca

     

    Sessizliği dinliyorum şimdi ve soluğunu

    Sustuğun yerde birşeyler kırılıyor

    Bekleyiş diyorum caddelere, dalıp gidiyorsun

    Adını yazıyorum bütün otobüs duraklarına

    Öpüştüğümüz her yer adınla anılıyor

    Bir de seni ekliyorum susuşlarıma

     

     

     

    Aşkların, özlemlerin anlatılmasının en naif tarifini aynı zamanda en derin kısmını her zaman ki güzelliğiyle anlatan Ahmet Telli şiiri. Her aşk, her aşık hislerinin tarifinin kendince bir yolunu arıyor. Kimi için şehirler yıkılıyor, kuşlar göç ediyor. Belki bir nehir deltaya susamaz ama insan insanın yüzüne hasretliğini böyle ifade edebilir. Uzaklığın özlemin sonuçlarındandır; kimsesiz hissetmek. Aslında yalnız biriyle giderilebilecek bir halde olmanın verdiği yokluk hali, bir meczup gibi her gidilen yerin yabancılığı ve aidiyetsizliği…

    Ki elbette tek taraflı olan hissin tek başına olmaktan daha fazla yalnız hissettirmesi ve yağan yağmurun sokaklara mı yoksa insanın içine mi yağdığının bilinmezliği… Bazen gitme kal demek zordur. Hatta çoğu zaman söylenemez ama Vizontele’de ‘’benim kuşlarım var ben nasıl geleyim oraya’’ diyordu Deli Emin. Şairimiz de tersine, gitme en azından çiçeklerin hatrına kal diyerek dile getirmiş bu durumu. Ve eklemiş o çiçekler senin sulamana muhtaç ve sana sığınıyorlardı kendi muhtaçlığını çiçeklere itaf ederek söylemiş.

    Konuşmamak; kimi zaman susmaya rağmen anlayanlar, öbür tarafında konuşsan da anlaşılmayacağını bilmenin suskunluğu… 

    El ele gezilen caddeler, utanarak el ele tutuşmak,ilk kez eve bırakılan o gece,veda haliyle kaçamak yanaktan öpüş… Hepsinin birbirinden özel ve ayrı halleri ve kısa hoşça kal ile biten bütün bu güzel anılar..Ve sonu gelmeyen boşluk hissi ve susarak bağrılan dehlizler.

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.