Ölümü düşünmüyorum artık
Hayatı çok sınırlandırmıyor mu?
Öleceksem neden yapayım mantığı.
Öleceksem neden çalışayım, çalışan da ölüyor çalışmayan da.
Neden seveyim, bir şekilde gidecek elimden ya da ben gideceğim.
Neden susayım, içimde kalmasın. Neden konuşayım, zaten bir anlamı kalmayacak.
Yok ya
Hayat bu değil.
Hayat ölümü düşünmeyince hayat.
Yoksa sevemiyorsun gönlünce, uğraşmak istemiyorsun, anlamsız oluyor her şey. Bir şeyin biteceğini hatta ve hatta tamamlanacağının bile kesin olmadığını düşünmek ne bileyim işte hayat böyle basit değil, olmamalı.
Bir gün gözlerini her şeye kapatacağını bile bile yaşamak ve bununla birlikte 10 yıl sonrasına plan yapmak. Yav bi dur 1 saniye sonrandan haberin var mı demezler mi adama.
Derler işte
Bu yüzden olmasın ölüm hiç kafamızda.
Bırakın da üzülelim biraz, aman hayat kısa buna mı üzüleceğiz olmasın. Hayat bu; sevinç, keder hepsi olsun.
Hayatımızdakiler ‘biri’ olmasın. ‘Ayşe, Fatma, Ali’ olsun. Benliğini kavrayalım çevremizdeki insanların. Bir gün öleceklerini düşünmeden yaşayalım. Bir sonraki dakikalarına ne katabiliriz onu planlayalım.
Ölüm öyle bir şey ki, ayağın kırıldıktan sonra ‘yer yaptı’ derler ya, işte aynı onun gibi. Alçıya alınır ayağın, bir süre kullanamazsın. Sonra iyileşir gibi görünür ve çıkarırlar alçıyı. Ama bir sonraki burkulmada daha da kötü çıkar. “Yer yapar” o ölüm derinlerde bir yerlerde. Her acında, her dinlediğin şarkıda yeniden çıkar yerinden. Geçmiş gibi görünür ama olmaz işte.
Ölüm olmasın bu yüzden, zaten fiil olarak var, bari his olarak yaşatmayalım içimizde.
Ölen tek şey, ‘ölüm’ fikri olsun
Hayatım da güzel mi olur, kötü mü olur bilmem ama ben nasılsam, o da öyle olsun.
Yorum Bırakın