1881 yılında, Osmanlı imparatorluğu'nun bir ili olan Selanik'te doğdu. Babası Ali Rıza Efendi, Annesi Zübeyde Hanımdır. Babasını küçük yaşta kaybettikten sonra ilkokulu Selanik'te Şemsi Efendi Mektebinde okudu. Öğrenimini Selanik Askeri Rüştiyesi ve Manastır Askeri İdadisinde sürdürdü. 1899'da girdiği İstanbul Harbiye Mektebini 1902 yılında Piyade teğmeni rütbesiyle, Harp Akademisinide 1905'te kurmay yüzbaşı olarak bitirdi...
Mustafa Kemal torpil yapmazdı. Yağcılıktan, yalakalıktan, dalkavukluktan tiksinirdi. " Hayatta en kötü şey, riyakarlıktır." diyordu. Dobraydı. Dürüst cevapları severdi. " Hakikatin ta gözünün içine bakmak lazımdır." diyordu.
1928 - 1933 yılları arasında Ankara'da bulunan Fransa büyükelçisi Charles de Chambrun "Mütevazı Lideri" şöyle tarif ediyordu. " Mustafa Kemal hükümdar, halife, diktatör olabilirdi. Fakat büyük adam olmak için parlak unvanlara ihtiyacı yoktu. Hiç şüphesiz tahta çıkabilirdi. Basireti buna mani oldu. Kibirsizdi. Gösterişi sevmez övünmesini bilmezdi. Her gün biraz daha filozoflaşıyor, halk arasında kıymeti artıyordu. Orijinal adamdı."
1932 - 1933 yılları arasında Ankara'da görev yapan ABD büyükelçisi Charles Sherrill "Muhalefete hoşgörü" sünü şöyle anlatıyordu. " Mustafa Kemal akıl mantık ve hakkaniyetle hareket ediyordu. Fikirlerini iştirak etmediğiniz zaman, bu ayrıcılığınızın sebeplerini araştırıyordu. Sizi, kendisinden başka türlü düşündüren şeyi öğrenmek istiyordu..."
Devrimciydi. Her gün her gün her gün attığı adımları gözden geçirirdi. Soğukkanlıydı. Tehlikelere pabuç bırakmazdı. Mütevazıydı...
Çevreciydi. Doğa aşığıydı. "Doğa önünde İnsan bir hiç" diyordu. İlk ağacını 6 yaşındayken dikti. İleride ağaca zarar vermemek için evi hareket ettirecekti.
Hayvanseverdi. Küçükken dayısının çiftliğinde 2 yavru köpeği vardı. Birine Cin diğerine Alev adını vermişti. En sevdiği köpeği Foks'tu. Tiyatroyu çok severdi.
Mustafa Kemal aydınlanmasının odak noktası, kadındı. Kadına çok değer verirdi. Erkek ile eşit olduğunu sürekli savunuyordu ki hatta " Bir devletin halkınabilmesi için öncelikle kadınların özgür ve eğitimli olması gerekmektedir." derdi...
Bütün mal varlığını devlete bağışladı...
8 Kasım, artık kendinde değildi.
Bir ara başını sağa çevirdi ve "Aleykümselam" dedi. Son kelimesi buydu.
10 Kasım Perşembe saat 9'u beş geçe...
Mustafa Kemal'i kaybettik.
Henüz 57 yaşındaydı...
"Ben manevi miras olarak hiçbir nass-ı katı, hiçbir dogma, hiçbir donmuş ve kalıplaşmış Kural bırakmıyorum. Benim manevi mirasım, bilim ve akıldır. Benden sonra beni benimsemek isteyenler, bu temel mihver üzerinde akıl ve ilmin rehberliğini kabul ederlerse manevi mirasçılarım olurlar."
Kaynakça;
1) Atatürk İlke Ve İnkılapları Tarihi [ syf 10-15 ]
2) Mustafa Kemal - Yılmaz Özdil [ syf 231-476]
• Mert Şahin •
Yorum Bırakın