Her yol çekilmez. Her yol arayışa cevap vermez, yorar, yıpratır,senden parçalar koparır, eksilirsin ama istediğine ulaşamazsın. Yola bulmak için çıkılmaz ki. Yol olsa olsa yürürken sağda solda gördüğün anlardan, sen oradan geçip giderken kalanlardan, yaşayanlardan onların koşuşturmalarından, senin meraklı bakışlarından, onlar hakkında uydurduğun hikayelerden oluşabilir. Yol ileriyi göstermez. Gideceğin yeri biliyorsan o yolculuk keyif vermez. Adım sayılmaz, kilometre hesaplanmaz, en önemlisi bekleyenin olmaz.. sadece gidilir. Uzunca gidilir. Sonunda durursun, tamam dersin geldim hiç bilmediğim bu memleketin özlemiymiş içimdeki. Ama o da değildir aslında kandırmışsındır kendini. Tesadüfen tanıştığın biri değiştirmedi hayatını, yaşlı balıkçı bilge biri değildi. Sokak lambaları yanmayı sen geçiyorsun diye kesmedi. Bunlar zaten var olanlardı. Sendin eksik olan, içindeki arayış bunlara değildi. Bir yere gelmedin sen, sadece yoruldun. Yanlış yola çıktın sen. Kendinden başlaman gereken yolculuğu uzaklardaki yollarda aradın, yanıldın. Ama yine de yerin olmadığını her yerin yalnızlığının aynı olduğunu, her yolculuğun sonunun aynı olduğunu sana vardığını öğrendin. Zaten eksiktin iyice eksildin. İşte güneş o şehvetti kızıllığı ile öylece dururken sen aynı çizgiyi binlerce kilometre öteden de görebilecekken buradan gördün. Yol bitti.