Kabuk Adam:Belleğin Kaçınılmaz İntikamı

Kabuk Adam:Belleğin Kaçınılmaz İntikamı
  • 6
    0
    1
    1
  • Gerçekliği sizi bambaşka yerlere götürecek muhteşem bir hayat öyküsü.. 
    Kendini nasıl olduysa Karayipler'de bulan zeki, varlığının fazlasıyla farkında ve hayatından bunalmış vaziyetteki başkarakterimiz adada tanıştığı bir yerli sayesinde aşka, cinselliğe, dünyadaki konumuna, hayatında olmak istediği kişi ve olduğu kişi arasındaki farklara yeni bakış açıları kazanıyor; varlığı ömrü boyunca yaptığından çok daha derin bir şekilde sorgulamaya girişiyor. 
    Adada tanıştığı yerli, Tony, saf zekasıyla karşısındaki bilim insanını etkilerken ona yeni sorular sorduruyor aynı zamanda tarihin en eski sorularına yeni cevaplar bulduruyor. İkilinin diyalogları kitapta kalan tüm insanlardan çok daha sahici ve samimiyken Aslı Erdoğan'ın akıcı anlatımıyla su gibi bitiyor kitap. Gerçekliği hikayenin sonunda yine tokat gibi yüzünüze çarparken kendinizi karakterin depresyonunda buluyorsunuz. 
    Modern insanın yazarın deyimiyle "peçete gibi üst üste dizdiği başarıları"nın maneviyatı nasıl da doyurmadığını, evrendeki bütün sorularla ilgilenen bir fizikçinin kendi kimliğiyle ilgili en basit sorulara hiç vakit ayıramayışını bütün çıplaklığıyla gösteriyor. Yeterince dikkatli okunduğunda karakterlerin içlerine doğru olan bu yolculukta aslında kendi içimize yönelişinizi, kendimize sorduğumuz ama hep halı altı süpürdüğümüz o sorulara cevap vermek zorunda kaldığınızı fark edersiniz. 
    2005 yılında Fransız edebiyat dergisi Lire tarafından "Geleceğe Kalacak 50 yazar" arasında gösterilen Aslı Erdoğan, ilk kitabı olmasına rağmen acemilikten hayli uzak, yalın, kendini okutan bir roman sunuyor bizlere. Ne kadar "Size Kabuk Adam'ın öyküsünü anlatacağım, tropik bir adayı, cinayet ve işkencenin, şiddetin bataklığında filizlenen bir aşkı, içinde yetiştiği toprak kadar acı dolu bir aşkı anlatacağım." diye tanıtsa da kitabını, bir aşk romanı olarak tanımlamak çok sığ bir yaklaşım olacaktır hatta belki bir felsefe kitabı olarak görmek bile daha uygun olur. Kahramanımızın CERN'de çalışmayı bırakıp yazarlığa atılırken -bir başka deyişle ona sunulanı değil, kendi hayatını yaşamaya başlarken- onu buna iten sebepleri sanki özünde biraz da kendini ikna eder gibi açıklıyor kahramanımız. Aydın insanın bunalımı, depresyonu, hayatına yön veremeyişi ve bu minvalde ilerleyen konusuyla en az bir kere okunması gereken değerli bir eser. 



    "Tropiklerde, o gözden ırak adada öğrendim ki, cennetle cehennem iç içedir, ancak bir katil bir peygamber olabilir ve insan bir başkasına, aynı karabüyü ayinlerindeki gibi, dönüşebilir, çünkü insanın tam zıddı gene kendisidir."



    Yorumlar (1)
    • Çok güzel olmuş kaleminize sağlık 🥹💜❤️

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.