Uzak Doğu severler için akla ilk gelen ülke büyük ihtimalle Japonya’dır. Bende bu yazıda sizler için “Güneşin doğduğu ülke”olan Japonya’nın gelenekleri ve alışkanlıklarını araştırdım.
Öncelikle Japonya,Doğu Asya’da bir ada ülkesi.Ülkenin yaklaşık %97’sini adalar oluşturuyor.Ayrıca bu adaların %73 dağlardan ve yanardağlardan oluşuyor.Başkent Tokyo,dünyanın en büyük metropolü unvanına sahip şehri.
Fakat bir çok gezgin Japonya’ya giden birinin mutlaka görmesi gereken şehrin Kyoto olduğunu söylüyor.Umarım bir gün hepimizin yolu düşer.
Şimdi asıl konumuz olan alışkanlıklar ve geleneklere gelelim.
1) Selamlaşma, Bir Diğer Deyişle ''Ojigi''
Japonlar temas etmekten pek hoşlanmayan bir toplumdur. Yani sarılma, el tokalaşma gibi şeyleri yapmayı tercih etmezler. Bu sebeple karşılarındaki insana olan saygılarını göstermek için hafifçe eğilmeyi tercih ederler. Sabah, akşam veya günün herhangi bir saatinde karşılarındaki kişiyle eğilerek selamlaşırlar. Bu selamlaşma türüne verilen isim ise ''ojigi'' dir.
2)Kara Kedi
Kara kedi hemen hemen tüm dünyada uğursuz olarak kabul edilse de Japonya'da bunun tam tersidir çünkü siyah renk Japonya’da mükemmelliği temsil eder.
3)Kaplıcalar(Onsen alışkanlığı)
Denize girmeyi pek sevmezler ama kaplıcalar Japon kültüründe oldukça önemlidir.
Kelime anlamı olarak onsen, sıcak kaynak şeklinde ifade edilmekte olup, bir nevi kaplıca anlamı taşımaktadır. Japonya’daki volkanik hareketliliklerin yoğun olmasından ötürü, bu tarz doğal onsenler yüzyıllar içerisinde kendiliğinden oluşmuş ve günümüzde yaklaşık 1800 civarında onsen turistik olarak faaliyet gösterir hale gelmiştir.
Japonlar, çoğu zaman ailece veya arkadaş çevresiyle birlikte şehrin kalabalık ortamından uzaklaşmak, stres atmak ve eğlenmek amacıyla onsenleri ziyaret ederler.
Ayrıca bu kaplıcalara ayakkabı ile girmek ve dövmesi olan kişilerin girmesi de yasaktır.
4) Tüm dünyada mavi erkek bebekleri, pembe kız bebekleri temsil ederken Japonya'da bu tam tersi
5)Showa’nın Doğum Günü ve Çocuk Bayramı(29 Nisan – 5 Mayıs)
29 Nisan İmparator Showa’nın doğum günüdür. Yeşili ve doğayı seven bu imparator anısına Yeşil Gün olarak kutlanır. 3 Mayıs Japon Anayası’nın yürürlüğe girdiği 5 Mayıs ise çocuk bayramı olarak kutladıkları gündür. Bu uzun süreç ise “Altın Hafta“ olarak adlandırılır. Bayram, Antik Çağlardan beri kutlanmakta olup 1948'de Japon hükûmeti tarafından ulusal bir tatil olarak belirlenmiştir.
6)Tanabata Festivali-Yıldız Festivali(7 Temmuz)
Bu festival Japon inanışlarıyla Samanyolu’nun iki ucunda yer alan ve yılda bir kez 7 Temmuz’da bir araya geldiğine inanılan Atlair(sığırtmaç yıldızı) ve Vega(dokumacı yıldızı) hakkındaki Çin efsanesini birleştirmektedir.Beş farklı renkte şerit şeklindeki kağıtlara yazılır ve bu dilekler bambu dallarına asılır.Bu dilek asma olayına Tanzaku da denir.
7)Kadınların Dişlerini Siyaha Boyaması(Ohaguro)
Ohaguro olarak bilinen bu gelenek Japonya’da yüzyıllardır var olan bir gelenek. Diş kararması ya da cilalanması olarak bilinen bu kültürü aslında evli kadınlar ve geyşalar uyguluyorlardı çünkü böyle yaparak çekici olduklarını düşünüyorlardı. Tabi buna ek olarak dişleri çürük, vb. sorunlardan koruduğuna da inanılıyor Ohaguro’nun. Gelenek gereği kadınlar, dişlerini balmumu ve mürekkep karışımı gibi maddelerle boyuyorlardı. Fakat bu uygulama, Japonya’yı modernize etmek ve Batı kültürüne yakınlaşmak amacıyla 19. yüzyılın sonlarından itibaren yasaklandı.
8) Chopstick Kullanımı
Diyelim ki Japonya’da yemek molası verdiniz ve chopsticklerinizi de tabağın içine bıraktınız. İşte bu Japonya’da sadece cenazelerde yapılıyor. Onun yerine chopstickleri tabağın yanına koymalısınız. Ayrıca biriyle yemeğini paylaşırken, chopsticklerle yemeği uzatmak değil, doğrudan paylaşmak istediğiniz kişinin tabağına yemeğinizi bırakmanız yeterli.
9) Geleneksel Kostüm: Kimono
Desenleri ve renkleriyle gözümüzü büyüleyen kimonolar japonların yıllardan beri giydikleri geleneksel kıyafetleridir. Farklı desenlere, sembollere ve renge sahip olan bu kimonoların kendi içinde derin anlamlara sahiptir. Kumaşının rengi, hangi bitkiden yapıldıysa onun ruhunu taşıdığına ve özelliklerini yansıttığına inanılıyor. Mavi renkte bir kimono, yapıldığı indigo bitkisinin ruhunu taşıdığına ve dolayısıyla böcek, arı, yılan gibi hayvanlardan kişiyi koruduğu düşünülüyor. Ayrıca eskiden bekar kadınların giydiği kimonolarında rengi ve desenleri de farklı olup diğer kadınlardan kolay ayırt ediliyordu. Günümüzde festivallerde, dini törenlerde, çay seremonilerinde, kutlamalarda sıklıkla kimonolar tercih ediliyor.
10) Ayakkabı Kuralı
Türkler ile benzer bir alışkanlığı olan Japonlar, eve asla ayakkabı ile girmezler. Bu konuda oldukça katı olduklarını söyleyebiliriz. Tapınaklar, kaplıcalar, bazı restoranlar, mağaza kabinleri, dişçiler ve pek çok alanda ayakkabı çıkarma zorunluluğu vardır.
Kaynakça ve detaylı bilgiler:
https://gezimanya.com/japonya/japonyanin-festivalleri
https://delux.com.tr/tr/tatil-hakkinda/japon-gelenekleri-ve-aliskanliklari/
Bildiğim ve duyduğum kadarıyla çok tuhaf hayvanlarla besleniyorlar. Açıkcası yazıda bunun sebebini görmek isterdim.