Kafka'ya Mektuplar XXIII

Kafka'ya Mektuplar XXIII
  • 3
    0
    0
    0
  • Sayın F,

    Ülkeler çatışıyor, çocuklar ölüyor, kıyamet kopuyor fakat ben sizdeyim. Sizdeki zamanda, sizdeki güneşte, sizdeki kışta ve sizdeki yaşta. Sanki bana büyüteçle bakıyor gibiydiniz. Tüm itirazlarıma ve toyluğumun getirdiği kendime olan öfkeme karşı bütün basamakları sırtınızda çıkardınız ve nihayet; işte devasa koltuğumda en tepedeydim. Şimdi tek başıma aşağıya inemiyorum. Burada yalnız, aç ve susuz kaldım. Bir de kendimi kandırılmış gibi hissediyorum. Kafka, size her şey için teşekkür ederim, ama bunun için değil. Çünkü şuan mutlu olmam bana acımadığınız gerçeğini değiştirmemekle birlikte yeterli de gelmiyor. Ne masanın masalığı kaldı ne çatalın çatallığı. Bir çakmağa bile yüzlerce anlam yükleyebilecekken artık hiçbir obje gözümün salt gördüğünden bir adım öteye gidemiyor. Böylece rahat ama kıymık batar gibi bir nefes alabiliyorum. Bu dönemsel cendere bir gün tersine döner mi bilmiyorum ama sizin haziranlarınız asla kışı görmeyecektir. Çünkü ben tekrar talihime acıyarak hafızanızın iyi olmadığını çok iyi hatırlıyorum.

    Ne şans... Ne şans... Ne şans... Yine de üstümde sizin de aynı zamandaki gibi kalmadığınızı bilmenin ufacık serinliği var ki bu işimi oldukça kolaylaştırıyor. Bu sayede zamana karşı saygıyla eğiliyor, ona gönül koymuyorum. Birçok insan gibi hedefliyor, koşmuyorum; düşünüyor, yapmıyorum. Ama azla yetinmeyi çok öncelerden söke söke öğrendiğim için bunu problem etmiyorum. Herkesin bir şeyler yapmak için doğmadığı gibi, ben de iyi bir seyirciyim. Sezarın hakkı sezara, benim hakkımı ise isteyen alabilir. Siz de bir gece olur da kapıyı çekip çıkmayın; kapının üzerinde zerrin kadeh çiçekleri var.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.