Koordinasyon Eksikliğinin Acı Sonu: "Şarköy Çıkarması"

Koordinasyon Eksikliğinin Acı Sonu: "Şarköy Çıkarması"
  • 1
    0
    0
    0
  • 1. Balkan Harbi esnasında Bulgaristan ordusunca işgal edilmiş bulunan Edirne'nin kurtarılması için Enver Paşa'nın, Ali Fethi Okyar'ın ve Mustafa Kemal'in bağlı oldukları kolordularca düzenlenen "Şarköy Çıkarması'nı anlatmadan önce Bu operasyona kadar olan süreci kısa bir özetlemekte fayda bulunmakta.

    1. Balkan Harbi, Edirne'nin İşgali ve Bab-ı Ali Baskını

    Osmanlı Devleti, yıllarca süren savaşların ve fetihlerin ardından kendi içerisindeki mezhep sorunlarını çözmüş ve sanayi devriminden sonraki süreçte hızla ivme kazanmış bulunan Avrupa karşısında askeri anlamda geride kalmış bulunmaktaydı. Bu sürecin sonunda 2. Abdülhamit'ten miras kalan ordu, Avrupa'nın modernleşmesi ve silahlanma yarışının yanında subay eğitimi ve yeterliliği bakımından Avrupa'ya kıyasla daha güçsüz kalmıştı. Nitekim, 10. Kolordu Harekat Şube Müdürü Ali İhsan Sabis, "Balkan Harbinde Neden Mağlup Olduk?" adlı eserinde Osmanlı ordusunun savaş kabiliyetinin düşük seviyede olduğuna, komuta heyeti yetersizliğine ve talim-terbiye eksikliğine vurgu yapmaktadır. 2. Meşrutiyet sonrasında bu durumu düzeltmek için büyük gayret içerisine girilmiş olsa da 31 Mart Vakası ve Arnavutluk İsyanı'nın mesele üzerinde odaklanmaya ilişkin olarak engel teşkil ettiğini belirtmektedir. Üstelik ordu içerisinde yer alan eksikliğin sırf bu sayılanlardan kaynaklanmadığı aynı zamanda da genelkurmay başkanının 1,5 yıldır Yemen'de bulunmasının işleri aksattığını, silah-mühimmat tedarik çalışmalarının yetersiz kaldığını ve ordu mensuplarının siyaset ile fazla meşgul olmalarının da ordunun 1. Balkan Harbi'ne hazırlıksız olmasına neden olduğunu eklemektedir.(1)

    Sayılan sebeplerin ışığında 1. Balkan Harbi'ne hazırlıksız yakalanan Osmanlı Devleti, haliyle savaş süresince çok fazla toprak kaybı yaşamış öyle ki Bulgar ordusu Çatalca mevzilerinde ancak durdurulabilmişti. Bulgarların güneye sarkan kuvvetleri Şarköy-Keşan hattına ulaşmıştı. Edirne ise kuşatma altında bulunmaktaydı. İttihat ve Terakki üyesi Jön Türkler, 1. Balkan Harbi'nde yaşanagelen başarısızlıktan ötürü Kamil Paşa hükümetini suçlamaktaydı. Edirne'nin bir an önce işgal altından kurtarılması gerektiği yönünde iktidarla sıkı mücadele içerisine girmişlerdi. Kamil Paşa kanadında ise kimse Edirne'nin kaybedilmesine yol açacak bir barış anlaşmasının sorumluluğu altına girmek istememekteydi. Kamil Paşa, öncelikle geniş katılımlı bir danışma toplantısı düzenledi. Buradaki esaslı eğilim barış yapılması yönündeydi. Toplantının ertesi günü yani 23 Ocak'ta barışa ilişkin olarak kararın alınacağı kabine toplantısı İttihatçılar tarafından basıldı. Harbiye Nazırı Nazım Paşa, Yakup Cemil tarafından şakağına tek kurşun ile vurularak öldürüldü. Kamil Paşa da çekilmek zorunda kaldı. Bu olay neticesinde Berlin, İttihatçıların darbesini Almanya'nın konumunu güçlendirecek olumlu bir gelişme olarak yorumladı. (2) Bab-ı Ali baskını sonucu yaşananlara Fethi Okyar ve Mustafa Kemal tepki göstermiş İttihat ve Terakki Cemiyeti ile bir nevi ayrışmışlardır. 

    Bolayır Taarruzu ve Şarköy Çıkarması (8 Şubat - 11 Şubat 1913)

    Yaşanan gelişmelerin ardından darbe sonucu indirilen Kamil Paşa hükümetinin yerine Mahmut Şevki Paşa hükümeti kuruldu. Mahmut Şevki Paşa hükümeti, Edirne'nin düşman işgalinden kurtarılması için Şarköy yakınlarına çıkarma gerçekleştirilip Bolayır Üzerinden taarruz edilerek düşmanın sıkıştırılacağı bir plan geliştirdi. Bu plan uyarınca Hurşit Bey'in komutanı olduğu, Enver Bey'in kurmay başkanı olduğu 10. Kolordu Şarköy yakınlarına çıkarma yapacak; Mustafa Kemal Bey'in Hareket Şube Müdürü, Ali Fethi (Okyar) Bey'in kurmay başkanı olduğu mürettep ordu ise Bolayır üzerinden düşmana taarruz edecekti. Mustafa Kemal bu savaşta 32 yaşında olup kendisinin subay olarak ilk klasik muharebesiydi. 

    Hazırlanan plan uyarınca mürettep ordu, 8 Şubat 1913 sabahı kuzey yönünde taarruza başladı. Ancak Şarköy bölgesine çıkarma yapacak 10. kolordu, planlanandan daha geç bir saatte birliklerinin ancak bir kısmını çıkarmaya başlatabildi. O gün öğleden sonraya ancak iki tabur kadar kuvvet karaya çıkartılabildi. 9 Şubat günü devam eden çıkarma neticesinde başlangıçtan itibaren 33 saat içerisinde 32. tümen birliklerine ek olarak 31. tümenin toplam altı tabur ve bir makinalı tüfek bölüğü karaya çıkartılmıştı.

    Ne var ki koordineli olarak gerçekleştirilemeyen taarruz başarısızlıkla sonuçlandı ve mürettep Bolayır kolordusu ağır zayiat vererek çekilmek zorunda kaldı. 10. Kolordu ise tahliye emrine uymayıp çıkarmaya devam etti. Ancak daha sonrasında emre uyuldu. Nihayetinde 11 Şubat saat 03.30 itibariyle tahliye tamamlandı. Şarköy çıkarmasının başarısız olması sonucunda bir yanını Mürettep kolordu kurmay heyetinin diğer yanını ise 10. Kolordu kurmay heyetinin oluşturduğu bir kavga ortaya çıktı. Bir taraf, mürettep kolordunun çıkarmaya erken başladığını ve bu nedenle zayiat verildiği ve başarısız olunduğunu savunuyor; diğer taraf ise 10. kolordunun planlanan zamanda ve sürede çıkarma gerçekleştirilemediğini ve başarısız olunduğunu savunuyordu. 

    Çıkarmanın Başarısızlığına İlişkin Tartışmalar

    10. Kolordu Harekat Şube Müdürü Ali İhsan Sebis, mürettep kolordunun çıkarmanın tamamlanmasını müteakip dördüncü günde taarruza geçmesi gerektiğini, bunun aksine çıkarmanın başlamasından önce taarruza geçildiğini ifade etmektedir. (3) Fahrettin Altay da anılarında Bolayır Kolordusunun taarruza bir önce başladığını ve erken davrandığını söylemektedir. Fahrettin Altay'ın aynı tarihlerde Genelkurmay Karargahı'nda ve Enver Paşa'nın emrinde olduğunu belirtmekte de fayda vardır. (4)

    Diğer tarafta ise Bolayır kolordusunun kurmay Heyeti, Ali Fethi Okyar'ın nezdinde -Nitekim Mustafa Kemal'in de aynı görüşü paylaştığına şüphe yoktur.- olası çıkarma harekatından 6 Şubat öncesinde habersiz bulunduğunu, çıkarmadan ancak 5/6' Şubat gecesi gelen emir üzerine haberdar olduklarını söylemektedir. Fethi Bey, en önemli gerekçe olarak gelen emri göstermiştir. Gelen emirde 10. kolordunun 8 Şubat 05.00'te çıkarma yapacağını, üstelik aynı hususun 7 Şubat'ta 10. Kolordu tarafından gönderilen telgrafta da bulunduğunu belirtmektedir. Bolayır kolordusu irtibat subayı Kurmay Binbaşı Tevfik Bey'in de aynı güvenceyi verdiği; 8 Şubat günü kolordunun tamamı çıkmamış olsa bile öğleye kadar bir tümenin çıkacağının garanti edildiği Fethi Bey tarafından yazılmaktadır. 10. Kolordunun 8 Şubat sabah 07.00'de göndermiş olduğu telgrafta (nitekim bu telgrafın geç geldiği de belirtilmiştir) çıkarmanın ertelendiği, 9 Şubat'ta kalan birliklerin çıkarılacağı bildirilerek mürettep kolordusunun taarruza devam etmesi talep edilmiştir. Ancak telgrafın ulaştığı vaktin belli olmamasının yanında, telgrafın şifresinin çözülüp ordu birliklerine yeni emir verilmesi en iyi ihtimalle öğle sonrasını bulacaktı. Oysa o saatlerde kuvvetinin yarısını kaybeden kolordu birlikleri geri çekilmek zorunda kalmıştı. O şartlarda taarruz gücünü yitiren ordu, ertesi gün de taarruz yapma olacağını kaybetmişti. (5)

    Bu iki görüşün dışında Başkomutan vekili Ahmet İzzet Paşa, Hurşit Bey'in Mesudiye gemisini taarruz eden Bolayır kolordusunun yanında tutmamasını hata olarak görmekte; çıkarmada erkenden asker çıkarması yapılabilecekken bütün kolordu askerlerinin beklenmesi ve Bolayır Kolordusunun düşmana 6-7 saat tek başına taarruz ettirilmesi ve de "Fethi şerefini kendisine hasretmek niyetiyle" hareket etmesi nedeniyle de Enver Bey'i suçlamaktadır. (6)

    Sonuç olarak, Edirne'nin bir an önce düşman işgalinde kurtarılmasına ilişkin olarak ayrıntılı şekilde planlanmış olan Şarköy Çıkarması'nda, çıkarma olarak başarıya ulaşmış olsa bile asıl amaç olan "Edirne'yi kurtarmak ve Trakya'yı kazanmak" amacı konusunda başarısız olunmuştur. İktidar mücadelesi nedeniyle baskı altında gerçekleşen operasyonun politik beklentilerle acele edilerek başarısız şekilde sonlandığını ifade edebiliriz.

    "İlgili yazı Tümgeneral Ahmet Yavuz'un, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü askeri ve stratejik açıdan incelediği "Başkomutan: Emsalsiz Lider" eserinden yararlanılarak yazılmıştır."

     

    Kaynakça:

    (1) Ali İhsan Sebis, "Balkan Harbinde Neden mağlup olduk?" Hazırlayan: Hasip Saygılı, Kültür Sanat Yayıncılık, 2016, 2. Baskı, s.46

    (2) Feroz Ahmad, "İttihat ve Terakki", Saner Yayınları, İstanbul, 1971 - "Jöntürkler" Kültür Yayınları, 2020, s.41

    (3) Ali İhsan Sebis, "Balkan Harbinde Neden mağlup olduk?" s.143,144

    (4) Fahrettin Altay, 10. Yıl Savaş 1912 - 1922 ve Sonrası, İnsel Yayınları, İstanbul, 1970, s.64

    (5) Ali Fethi Okyar, 100. yıl Anısına Balkan Savaşları, Çeviri: Hülya Toker, Alfa Arşiv, İstanbul, 2012, s.175 vd.

    (6) Ahmet İzzet Paşa, Feryadım, Timaş Yayınları, İstanbul, 2019, Cilt I, s. 164

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.