Bunu anlamak için işin teknik tarafına göz atalım ve birkaç ekonomi bilgisiyle başlayalım. İnsan ihtiyaca tabii bir varlıktır insanın ihtiyacı üretim yapılarak giderilir. Üretimi yapmak için üretim sürecinde belirli faktörlere ihtiyaç duyulur klasik endüstri teorisine göre bu faktörler emek, sermaye ve toprak olmak üzere üç tanedir. Emek insanın bedensel veya zihinsel hiç fark etmeksizin ortaya koyduğu çabadır. Sermaye insanın tüm varlıklarını kapsayan servettir . Toprak bir diğer adıyla doğal kaynaklar ise yer yüzünde ve yer altında bulunan tüm kaynaklardır. Örneğin bir birey fabrika açmak için belirli bir araziye ihtiyaç duyar işte  bu arazi üretim faktörlerinin toprak faktördür. Edindiğimiz bilgilerle teçhizatlarımızı tamamladığımıza göre şimdi kapitalizme bakalım. Kapitalizm  en basit tabiriyle üretim faktörlerinin burjuvazinin elinde olduğu ve salt kâr amacı güden sistemdir. Burjuvazi çemberinin dışında kalan insanların ellerinde üretim faktörlerinden sadece emek faktörü vardır. Bu faktörü de kapitalistlere satarak yitirirler. Kapitalistlerin salt kâr amacı güden politikasında düşük ücrete işçi çalıştırmak en önemli unsurdur. Günden güne dünya nüfusu artıyor ve doğal olarak iş talebi de artıyor.  işe olan talep arttıkça da işçilere ödenen ücret düşüyor. İş talebi çok olunca işini kaybetmek istemeyen birey hem saatlerce çalışıyor hem de düşük ücret alıyor. Saatlerce kelimesinin dikkatinizi çekmesini isterim asıl değinmek istediğim yer burası. İnsanın boş zaman yaratması bir bakıma kendini yeniden yaratmasıdır çünkü evrenin, var oluşun, hakikatların zamanın ve bunun gibi tüm sorgulamaların üzerine düşünmek için boş zamana ihtiyaç vardır. Kapitalist sistemde insanlar ortalama 10-12 saat çalışıyor bu hesabın üzerine beslenme uyku gibi temel ihtiyaçları da ekleyince insanın boş zaman yaratmaya yani kendisini yaratmaya zamanı kalmıyor. Bertrand Russel "Tembellik medeniyetin direğidir" diyerek haklı mıydı acaba ? Russel'ın haklı olup olmadığını bilemiyorum fakat  "sorgulanmamış hayat yaşanmaya değmez" diyen Sokrates'in sonuna kadar haklı olduğunu biliyorum..