Filmlerden Kürtaja Bakış

Filmlerden Kürtaja Bakış
  • 0
    0
    0
    0
  • Kürtaj, Lingui/Kutsal Bağlar ve Never Rarely Sometimes Always birbirinden farklı ülkelerde, kültürlerde geçen üç film. Ama üç filmin de sahip olduğu ve kesiştiği bir ana hat var: Kürtaj. Filmlerle ilgili detaylara geçmeden önce bu tema neden bir yazı olmaya değer görüldü ilk önce bunu izah etmek isterim. 

    Kürtaj bir tıbbi müdahale olmakla kalmamış, bir politik gündem haline gelmiş ve hala da gündemdeki yerini koruyan bir konu. Yalnızca Türkiye bağlamında değil, pek çok ülkede de durum benzer şekilde. Son olarak, Amerika'daki tüm eyaletlerde yasaklanması konusu yargıya taşınmıştı. Hala pek çok ülkede yasak ve eskiden bu sayı daha da fazlaydı. Kürtajın yasaklanmasının, bu devlet politikasının belli başlı sebepleri olagelmiş. Savaş, salgın gibi sebeplerle azalan nüfusun artışını sağlamak, muhafazakâr yaşamın mevcut iktidarın önceliklerini oluşturması, ailenin kutsaliyeti gibi sebepler. Bu topraklarda ise kürtaj yasağı devşirme bir yasak demek daha doğru olur. Osmanlı zamanında Batı örnek alınarak yapılan değişimlere paralel olarak kürtaj yasağı getirilmiş. Avrupa'nın yasaları sebebiyle. Günümüzde ise kanunlara baktığımızda kürtaj yapılabiliyor, yasal sınır geçilmeden önce yapılması serbest. Fakat çoğunlukla kağıt üstünde. Uygulamada oldukça zora koşuluyor. 

    Bu üç film aslında bu yasakların, toplumun, devletin kadınları içine sürüklediği çıkmazı anlatıyor bizlere. 

    İlk film olan Kürtaj 1960lı yıllarda Fransa'da geçiyor. 2022 Nobel ödülünün sahibi Annie Ernaux'un kendi hayatından yola çıkarak kaleme aldığı kitabından uyarlanmıştır. 1960'lar Fransa'nın özgürleşme yılları gibi görünse de aslında çok büyük bir tabu toplumun temelinde durmakta. Kürtaj yasak, cinsellik sır! Kürtajın yasak olmasının yanı sıra cinsel olarak aktif olmak hala ayıp, günah ve suç. Yalnızca devlet eliyle değil, toplum eliyle de denetim altında tutuluyor herkes. 

    Öncelikli uyarı olarak belirtmek gerekiyor ki filmdeki 3 kürtaj sahnesi oldukça rahatsız edici. Çok açık gösterilmemiş, bir şiddet pornosu olarak ele alınmaması için gayret edilmiş fakat o anki acıyı ve zorlanmayı fazlasıyla hissetmenize neden olan, duygusal bir yükü var sahnelerin. 

    Edebiyat fakültesinde öğrenci olan Anne, hamile kaldığını öğrenmesiyle hayatı bir çıkmaza girer. Hamileliği sonlandıramaması eğitim hayatına ve tüm geleceğini mal olacağı için bir çıkış yolu arar. Tek çözüm olan kürtajin sonucu ise ya hapis ya ölüm ya da hayali kurulan bir gelecektir.

    Diğer film Lingui ise Çad'ın başkentinde bir anne kız hikayesi. Bekar bir anne olan Amina, müslüman bir topluluğun üyesi ve kızı Maria hamile. İçinden çıkmaya çalıştıkları bu durumda hem toplumun hem devletin kurallarına çarpıyorlar. Bambaşka coğrafyaların hikâyelerine, sana çevrilen ahlak yargılarının altındaki gerçek suçlulara bakmak için oldukça önemli bir yapım, Lingui. Adıyla oldukça ilişkili bir hikaye anlatısı var. Kutsal Bağlar aslında bizi sarıp sarmalayıp, çıkmazlardan kurtarabilirken bazen de boğup atabilir. 

    Son film olan Never Rarely Sometimes Always ise küçük yaşta bir kız çocuğu olan Autumn, Amerika'nın bir eyaletinden diğerine olan tek başına yolculuğunu anlatır. Kendisiyle akran olan kuzeninden başka kimsesi yoktur bu yolculukta. Yolculuk nereye derseniz, kürtajın serbest olduğu yere, New York'a. Bu filmde bazı soruların cevaplarını bulamıyoruz. Ama o yolculukta beraber yoruluyoruz. Cevapları aramıyoruz. İki genç kızın yaşadıklarına bakarsak, Amerika'nın özgürlük anlatısının uzağında ne kadar yorucu ve dış etkenlerin tacizleriyle çevrili olduğunu görüyoruz.

    İstenmeyen gebeliklerin sonlandırılmasıyla ilgili fikriniz her ne olursa olsun, insanların hikâyelerine yakından bakmak herkese iyi gelebilir ve sinema bunun için var!


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.