Habersiz yine o durakta bekliyordu bir yaz gecesi.Önünde bir otobüs durdu ve içine bindi. Şoförün yanına gittiğinde onu tanıdığı bir insan olduğunu anlamıştı.Sohbete başladıklarında arkadan iki insan onlara doğru yöneldi. Bu oydu, kalbini cayır cayır yakan, aşkından öldüğü kişi arkasına gelmişti. Elleri titremeye, kalbi güm güm atmaya başladı.Kız selam vererek sohbete dahil oldu, aylarca beklediği, o gül yüzünü görmek istediği insan tam arkasındaydı.Yıllar sonra bu anın yüz yüze konuştukları tek an olacağını bilse sadece yolları seyreder miydi?Ah ne acı bir andı.. O utangaç ve aşık kalbi onun yüzüne bakamıyordu bile. Uzun bir yolculuk yapmaları için otobüsten indiler, ama o yolun asla bitmemesini istiyordu.
Eve doğru dönerken hala heyecanı dinmemişti.Aklında sadece karşılıksız sevdiği o kız vardı.O masum gülüşü, ses tonu ve kızarmış yanakları. Eve gelip yatağa yattığında cesaretini toplayıp ona mesaj attı,konuşmak istiyordu, o kısacık otobüs yolculuğu kalbini kelebeklerle dolu bir bahçeye çevirmişti.Gece boyu konuştular ve ondan kısacık bir ses kaydı almıştı. Aylar boyunca sadece bu ses kaydını dinlemişti, hayatında bir şarkıyı bu denli dinlememişti bile.Onun tarafından sevilmemek, değer görmemek onu yıllar boyu yaralamıştı.Bir şubat gecesi içinde yıllar boyu tuttuğu, o küçücük umutları yere düşen kar taneleri gibi eriyip gitmişti..

Yorum Bırakın