Nevrotik bir gezegenden..

Nevrotik bir gezegenden..
  • 1
    0
    0
    0
  • İnsanın susması gereken yerde hala meçhul bir ümitle konuşmaya yer araması ne acı. Bunca zaman çabalamış didinmiş ama kimsenin umrunda olmamış anlattıkları..Bir kişi ben seni anlıyorum sana karşı dürüst olacağım diye içtenlikle yanıtlamamış.. Yalandan vermek için verilmiş cevaplar ve özensizlik. İnsanlar tümüyle kocaman bir hayal kırıklığı. Vakti zamanında tam dünyadaki bütün güzelliklerden umudumu kestiğimde karşıma çıkan kırmızı arabalı kişi benimle bir yolculuğa çıkacağını söylemişti. Nitekim öyle de oldu. Bu yolculuk başlarda bana dünyada vazgeçilmeyecek kadar güzel şeylerin olduğunu hissettirdi. İnsanlara tekrar güvenemeyeceğimi düşündüğüm , kalbimin fevkalade kırık olduğu günlerde hatta gözümün yaşı henüz dinmemişken güldürdü beni..Yalnız değilim , etrafımda bir insan yok etrafımda beni anlayan bir insan var diye düşündüm. Ben Küçük Prensin gezegeninde küçük bir kulübede yaşayan küçük bir çiçektim. Kulübenin yanına kırmızı arabasıyla yanaşıp benimle bütün gezegenleri gezen , bana bütün üzüntüleri unutturan kişinin bir gün insanlığa dair güzel olan bütün inancımı kaybetmeme sebep olacağını bilmeden takıldım peşine.. Sevda garip bir şey üstelik benim gibi ne kadar çok seversem ne kadar çok içimi açarsam o denli sevilirim ve içtenlikle karşılanırım sanan biriyseniz insanlar dallarınızı koparabiliyor. Bana bu hayatta içten olmayan yalan dolan hikayeleri öğretmedi kimse insanların beni bu kadar kendine inandırıp bağlayabileceğini sonra hiçbir şey olmamış gibi yüzüstü bırakabileceğini üstelik bunun da toplum tarafından insanlar tarafından normalleştirildiğini herkesin bunun yükünü taşıyabilecek durumda olmasını öğretmedi kimse. İlk kez birinin sizin için , sizinle birlikte her şeyi göze alacak kadar size yakın olduğunu hissettiyseniz onun tek bir kelimesi tek bir fotoğrafı ya da ona dair herhangi bir şey sizi mutlu etmeye yettiyse ilerisi için çok fazla düşünüp bu masumiyeti kirletmek istemiyorsunuz. Ama insan nerden bilebilir ki sevmek vazgeçilebilen bir eylemmiş. Beni sevmekten , beni kaybetmekten korkmaktan ne zaman nerede ve nasıl vazgeçti bilmiyorum. Ona dair bütün meçhul ümitler yerini koca bir hayal kırıklığına bıraktı. Üstelik artık birini sevebilmenin mümkünlüğüne olan inancımı gerçekten yitirmiştim. Benim gibi ufak tefek çiçekler küçük bir gezegende küçük bir kulübede yaşasalar bile toprağına sıkı sıkıya bağlıdırlar her esen rüzgarda başka bir yere kopup savrulmayız. Fakat anladım benim çiçeğim bu toprakta yeşermeyecek. Benim dallarım koptu , yapraklarım çürüdü , tomurcuklarım öldü. Seni kaybetmemek için kendimi o kadar çok kaybettim ki artık bulamıyorum. Sandım ki seni ne kadar çok seversem sen de beni o kadar çok anlayacak , seveceksin. Sen dünyanın en güçlü insanı olmak için parayı ve gücü elde etmeye çalışırken ben sadece senin yüzündeki bir gülümsemenin sebebi olmayı düşündüm. Belki dünyayı sevgi kurtarmayacaktı ama senin sevgin benim gezegenimde bir yıldız olmuştu . Biliyorum sen hiç benim gibi duygusal , hassas olamazsın. Beni incitmekten kırmaktan sevmeye vakit bulamazsın..Biliyorum susmam gereken her şeyi uzun uzun yazdım diye nefret ettiniz benden. Ve biliyorum benim sizin tarafınızdan anlaşılmak derdim kalmadı hiç. Bana karşı bir kez bile net olamayan ne istediğini ne istemediğini bilmeyen o toprakta ömrümü harcadım. Belki hayatında kimse senin toprağına bu kadar sıkı sıkıya bağlı değildi. Ben sana göğüs kafesimden bir oda verdim. Orada duramadığın için benden özür dile istemiyorum. Benim için hiç çabalamayacağını anladığım hiçbir anda yine de senden vazgeçemediğim için kendimden özür diliyorum. Dünya gözüyle gördüğüm bütün güzellikleri gör istedim belli ki sana gerçek sevgiyi öğreten kişi ben olmayacağım senin toprağına uygun değilim. Dilerim senin toprağında yeşerecek o çiçeği özenle saklarsın, dünyanın acımasız bütün taraflarından korur sana göstermek istediği güzellikleri görürsün ve eğer imkanın olursa, dünyanın neresinde olursan ol onun için elinden geleni yapmayı asla bırakma. Ona sarılmak için ne kadar vaktin varsa hepsini kullan. Dünyada iki insanın birbirini en iyi anladığı iletişim şekli budur. Senin benim sevgime sahip çıkacak cesaretin olmadı. Senin beni hayatından çıkartacak cesaretin olmadı. Bir köşede öylece durayım çiçeklenmesem bile o toprağı terketmeyeyim istedin. Biliyorsun ki biz sadece iki sevgili değil bu dünyada birbirinin kafasının içini görebilen yüreğindeki gizli mabetleri hisseden iki kişiydik. En yakın dostum.. bütün acılarımın ve üzüntümün arasında bana yoldaş olduğun için teşekkür ederim. Bilmezdim beni daha büyük daha karmaşık bir dünyaya hapsedeceğini ama senin canın sağolsun  birini hakikatle yarala ama asla yalanla mutlu etme demişler..Biliyorum dünyanın en aptal insanısın diyeceksin fakat bazen..sadece bazen yalandan da olsa mutlu et istemiştim yalan değil. Hakikatle benim hayatımdan kendi isteğinle ayrılacak cesaretin yoktu çünkü biz iki sevgiliden çok daha fazlasıydık biliyorum. Bugüne kadar sana çok şey söyledim senin için de elimden geleni yapmaya çalıştım azı da çoğu da içimden geldi seni gerçekten sevince bütün dünyayı önüne sermek istedim. Başka bir gezegende başka bir olasılıkta daha mutlu muyuz bilmek isterdim. Bu dünyada yaşayabileceğim bütün güzel anılara ortak ol istedim. Fakat bu sevgi denen şey tek başına bir insanın istemesiyle ayakta durabilen bir şey değil biliyorsun. Karşılıklı iki kişinin sevgisi, çabası, aynı zamanda özeniyle aşabiliyor bazı engelleri. Benim yüreğim bu kadar özensizlik ve çabasızlıkla savaşacak kadar güçlü değil..Bu dünyalık değilim özür dilerim. Benim savaşım bitti. Defalarca kez olduğu gibi  yine kendime yenildim. 

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.