Bu belirsizliğe giden sisli havada,
kendime bilinmeyen silüetler yaratarak bir meçhule doğru gidiyorum..ve yollarda kayıp ruhlar buluyorum...
Kayıp ruhların içinde eski sendeki yansımamı arıyorum..arıyorum da o kadar içindeyim ki bulamıyorum seni.. ve o an anlıyorum, ağır ağır yanan bir ruha sadece uzaktan severek hoşça kal demek gerektiğini...
Hüznünden buğulu sandığım gözlerinin, dünyanın kirli kan ve öfkesiyle tozlanmış olduğu gerçeğini sineme çekiyorum...dışı buz tutmuş, içi alev alev olan kalbini üzünç akıntısı denizlere bırakıyorum, gidiyorum !
Yorum Bırakın