Kafka'ya Mektuplar XXVI

Kafka'ya Mektuplar XXVI
  • 4
    0
    0
    0
  • Sevgili K,

    Aramız açıldı. Çünkü ben bir hacıyatmaz gibi her yere meyledip hiçbir yere varamıyorum. Acemi bir muhasebeci gibi binbir hesap tutup zararlı çıkıyorum. İşin kötüsü elimde ne varsa kadere bağladım, hareket edemiyorum. Oysa ben bir ağaç değilim, olduğum yerde çiçek açamam. Ama içimdeki o sinsi oblomov ve her şeyin kendi kendine rayına oturacağı inancı beni yatağa yönlendirip usulca üstümü örtüyor. Anladın mı? Kaslarını çalıştırmadan adım atamazsın, peki ben neyi bekliyorum? Üstelik bunu yüzüme söyleyen herkesi haşlıyorum. Görüyorsun, hala arsızım. Önceleri en azından hala çok genç olduğumu, daha vaktim olduğunu ve hata yapma, öylece durma lüksüm olduğunu düşünüp vicdan duygusunu bir kenarda dinlendirirdim. Bir de sen vardın. ''Ben de öyleyim bak'' demiştin. İnsanı bir suç ortağı kadar cesaretlendiren bir şey yoktur herhalde. Yalnız olmadığın her yerde daha güçlüsün, masumsun, artık yanlışın savunabileceğin, arkasında en az iki kişi durabileceğin bir yanlış. Yaparsın bunu çünkü hata yaptım demek, yapamadım demek, yetersizim demek insan tarafımızı hırpalar. Eskiden bütün gönül rahatlığımla ben iyi bir insanım derdim; Öyleydim çünkü. Artık sadece iyi bir insan olmaya çalışıyorum Kafka. Çünkü bunun o kadar da kolay bir şey olmadığını geç idrak ettim. Evet affettim, evet unuttum ama affedilmek benim irademde olan bir şey değil.

    Sana bazen yine en arsız halimle çok kızıyorum. İki sağlam kaya gibi destek olabilirdik, iki toy bilgin gibi yol gösterebilir, bu umutlu hale birlikte evrilebilirdik. Hala öyleymiş gibi davransam da, gerçekten dost olabilirdik sevgili Kafka. Çünkü anlıyordum, çünkü anlıyordun. Hala anlıyorum, bu sebepten haksız merhametim kızgınlığımın önünde çelik bir duvar gibi nöbet tutuyor. Mektuba başladığımda 15 yaşıma gülümseyerek geri dönüyorum, bu da nöbetteki bütün yorgunluğumu alıyor. Derdimi anlatabilmek, derdimi sana anlatabilmek, derdimi cevap alamayacağım birine anlatabilmek içinden çıkamadığım bir konfor alanı oldu artık. Bir de bu gizin tek yaşanmışı ve bileni olmak ne yalan söyleyeyim çok hoşuma gidiyor, ama kendim için değil. Çünkü tüm bu ithaflar kârlı olsam bile bir duygu aktarımı değil, bir teşekkür. Kendimi bir borç ödüyor sayıyor ve bununla nedensizce gurur duyuyorum. Tıpkı seninle duyduğum gibi.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.