Netflix’te gösterime giren ‘Solgun Mavi Göz’ filmi, Scott Cooper tarafından Louis Bayard’ın aynı isimli romanından uyarlanmış. Yazar, bir hayranı olarak, Poe’yu dünyanın ilk dedektiflik hikayesini yazmaya ve ilk edebi dedektifini yaratmaya götüren süreci hayal ediyor. Filmdeki olaylar tamamen kurgu; tek gerçek, Poe’nun ‘Morgue Sokağı Cinayetleri’ni yazmadan tam 10 yıl önce, henüz 21 yaşındayken West Point Askeri Akademisi’nde kısa süreli öğrenciliği. Filmde geçen olay Poe’nun akademideki sürecine işaret ediyor.

Filmin konusu, 1830'da yalnız yaşayan dul bir alkolik ve emekli dedektif Augustus Landor'dan ordu tarafından, Harbiyeli Leroy Fry'ın New York, West Point'teki Birleşik Devletler Askeri Akademisi'nde, orman içerisinde ağaçta asılı bir şekilde asılı bulunan Fry’in cinayetinin soruşturması istenir. Landor, asıldıktan sonra kalbi vücudundan çıkarılmış Fry’in morgda cesedi incelerken, elinde sıkıca kavradığı küçük bir not parçası bulması ve ayrıca Fry'ın boynundaki ve parmaklarındaki izler, onun kendini asmadığını, öldürüldüğünü göstermesiyle hikaye derinlemesine işlenir. Memurların izniyle Landor, akademide davayla ilgilendiğini ifade eden başka bir öğrenci yardım eder. Landor'un babacan bir sevgi beslediği tuhaf ve tekin olmayan Güneyli şairin adı Edgar Allan Poe'dur. Poe'dan yardım istemesiyle iş birliği içerisine girerler. Poe ve Landor, not parçasındaki yazıdan bunun Fry'ı gizli bir toplantıya çağırdığı sonucuna varırlar. Bölgede kesilmiş ve kalpleri çıkarılmış bir inek ve koyun bulunmasının ardından cinayetin kara büyü ritüelleriyle bağlantılı olabileceği sonucuna varılır. Başka bir öğrenci olan Ballinger kaybolur ve daha sonra kalbi çıkarılmış olarak asılmış halde bulunur. Üçüncü bir öğrenci, iki kurbanın meslektaşı olan Stoddard daha sonra ortadan kaybolur ve Landor, bu adamın sıradaki öldürüleceğine inanmak için nedenleri olduğu varsayar. Landor ve Poe, soruşturmaya ilk olarak Fry'ın otopsisini yapmak için getirilen Dr. Daniel Marquis'in ailesinden şüphelenmeye başlar. Oğlu Artemus ve (rastgele nöbet geçiren) kızı Lea'ya özel bir şüphe duyar.Landor, Dr. Marquis'in evini ziyaret ederken eski bir subay üniforması bulur; bir memuru taklit eden bir adam, Fry'ın vücudunun parçalanmasına karışmıştı. Landor, Lea'yı nöbetlerinden kurtarmak için kara büyüye başvurduğunu kabul eden Dr. Marquis ile yüzleşir ve başlangıçta iyileşmiş gibi görünür. Poe, Lea tarafından büyülenir ve ne isterse yapmaya gönüllü olur. Uyuşturulur ve uyanır ve Artemus ve Lea'nın Lea'yı iyileştirme ritüeline uygun olarak kalbini çıkarmak üzere olduklarını görür. Landor, Poe'yu kurtarmak için zamanında varmayı başarsa da, yangın çıkmasıyla bina alev alır ve Lea ile Artemus yargılanamadan ölür. Davanın artık çözüldüğünü düşünen ordu, hizmeti için Landor'a teşekkür eder. Ancak ölüme yakın deneyiminden kurtulan Poe, Fry'ın elinde bulunan not parçasındaki el yazısının Landor'unkiyle eşleştiğini fark etmesiyle, topladığı tüm bilgileri bir araya getirerek, Landor'un aslında öğrencilerin katili olduğu ortaya çıkarır. Poe, vardığı sonuçla Landor'la yüzleşir. Poe, Landor'a, Landor'u doğrudan cinayetlerle ilişkilendirebilecek el yazısı örnekleri içeren iki notu olduğunu söyler, ancak Poe ayrılmadan önce onları yakar. Yakmaya karar vermesinin asıl sebebi cinayeti kendisinin çözmesiydi.Landor'un kızı Mattie'nin iki yıl önce ilk balosuna katıldıktan sonra Fry, Ballinger ve Stoddard tarafından tecavüze uğradığı ortaya çıkmış bu durumdan travma geçiren Mathilda daha sonra bir uçurumdan atlayarak intihar etmiş. Landor bu durumu kimseye açıklayamadığından kızı evden kaçmış gibi davranmış, kızının intikamını almak için elinin içinde bulduğu notu Fry'a bırakmış ve onu asmadan önce onu ıssız bir yere çekmiştir.
Ancak bir devriye geçerken cesedi ortadan kaldıramadan orada bırakmak zorunda kalmış.Lea ve Artemus asılmış halde ölü bulunan Fry’ın ritüelleri için kalbi çalmışlar. İkinci asker Ballinger'ı öldürdükten sonra Landor, öğrencinin Fry'ın vücudundaki gibi kesikler açmış aynı "deli" tarafından öldürülmüş gibi görünmesini sağlamak için cesedini parçalamıştır. Aslında intikam için onları öldürdüğünü itiraf etmiştir.
Landor daha sonra kızının ölümüne atladığı uçurumda dururken görülür. "Dinlen aşkım" diyerek saç kurdelesinin rüzgarda uçup gitmesine izin verir.

 The Pale Blue Eye'da bulunan başlığın kendisi 'The Tell-Tale Heart'daki bir satırdan geliyor: "Gözlerinden biri akbabanınkine benziyordu - üzerinde bir film olan soluk mavi bir göz." Poe’nun en başta annesi ve karısı olmak üzere bütün sevdiği kadınların trajik bir şekilde genç yaşta ölmesine de bir gönderme yapmıştır. Filmin her iki ana karakterinin de hayatındaki önemli kadınlar ölü. Filmde Poe’nun gönlünü kaptırdığı Lea, Poe’nun karısının ölümünün ardından yazdığı efsanevi son şiiri Annabel Lee...

Mart 2021'de Netflix'in Avrupa Film Pazarı'nda film haklarını önceden satın aldığı açıklamış. Ocak 2023'te Netflix tarafından yayınlanmasından önce, 2022'de seçkin sinemalarda gösterime girmiş, genel olarak karışık eleştiriler almıştır. Filmin kadrosunda Christian Bale, Harry Melling, Gillian Anderson, Lucy Boynton yer alıyor.

Edgar Allen Poe’ya yazılmış bir şiir:

”Küt, küt, küt diye çırpındı yürek coşku ile

Kalbim kırık, yalvardım acele etmesi için

Lenore, cevabını benden esirgedi

Sonsuz gece aldı onu karanlığının içine

Solgun mavi gözü hariç sardı kefenine

En karanlık gece, cehennem karası

Bir öfke huzmesi, geriye kalan tek şey

O soluk mavi göz.”