Akılsız bir şahin gibi dolanıyor odasının içinde
Duvarlarımda gelin teli bir renk
parmaklarımın uçlarında binlercesi birikiyor sonra inançların
dökülüyor avuçlarıma güvercinler
"Cam Kapalı, aç camı!" diyor geçmişin izleri
Küf birikiyor sonra köşelerinde zihnimin
Bir an olsun nefes almak istiyor masamdaki çiçek
Bir an olsun, sanki boğazını kesse sakinleşecek
Hiçbir şey arkasından gidenlerin ellerinde
Dört çubuk, gri; belki de kayar birinin elinden zemine paralel iken
Dudaklarının ucunda bir ince sızı yatıyor
Ellerimi kenetliyor göğsüme o adam
Başında geniş beyazca bir sarık
Dolaşıyorum şehirleri inanılmaz bir halde her gece
Uçuyorum nice genç ruhun üzerinden yıllar tüketerek
Yemyeşillikleri sapsarı yapıyorum
Bir ilkbahardan bir sonbahara sessizce süzülüyorum
Beni çözmeye çalışıyor
Ellerimi bir şifa suyuna batırıyor sonra
Halbuki bilmedi, bilmiyor, bilmeyecek
Utançla üstümü örtüyorum
Gizine kapanıyorum karanlık tahtaların
Altımda binlerce kat ateş binlerce ot binlerce böcek
Hiçbiri ama hiçbiri bilmeyecek
Kimsesiz bir şikayet beliriyor dudak payımda
Yüzüm, hiç olmadığı kadar bembeyazlaşıyor
Ve bu bembeyazlık bir kurşun gibi ağırlaşıyor
Ruhumda bu kurşuna hafif kalıyor
Kendince çok bilmiş kendince belirmiş kendince delirmiş
Tutturuyor başucumda bir uzun sesi toprağa bağlayıp
Sessizliğimi bozmasın istiyor, korkuyorum
Titriyorum birden, bir alev alıyor ruhumu
Anıyorum geçmişi, düşleri, gençliği
Bir pervasız çırpınıştır bu biliyorum
Bursa, 2023
Küf birikiyor sonra köşelerinde zihnimin ✨🌷.. yüreğinize sağlık.. 👏🏻