MÜNEVVER BİR PORTRE: 2. MEHMED

MÜNEVVER BİR PORTRE: 2. MEHMED
  • 3
    0
    1
    0

  • Fatih hakkındaki düşüncelerimi, yararlanacağım kaynaklar doğrultusunda şu şekilde aktarma gereği duyuyorum: Fatih’in iyi bir tahsil aldığını ve oldukça donanımlı bir profile sahip olduğunu söylemek mümkün. Fatih'te diğer Osmanlı padişahları gibi Enderun’da eğitim almıştır. 16. yüzyılda yazılmış anonim bir Grekçe tarihte Fatih hakkında şu ifadelere yer verilmişti: " o, bütün seleflerini ilim ve hikmette geride bırakmıştır." Peki Fatih'i entelektüel bir portre yapan onu diğer hükümdarlardan ayıran husus nedir? Mehmet İşpirli, Fatih'i diğer padişahlardan ayıran entelektüel kişiliğinin sebebinin kültürlü bir padişah olan babası sultan 2. Murat'ın yetiştirme tarzı olduğunu söylüyordu. Fatih'i diğer hükümdarlardan ayıran bir diğer önemli husus, hiç kuşku yok ki Fatih'in meraklı olan kişilik yapısıdır. İlber hocanın Fatih hakkındaki şu söylemine Fatih Sultan Mehmed Han, Yunanca’ya oldukça vâkıf, Farsça’yı ve Arapça’yı zaten bilen, dünya tarihini, hatta Homeros’un İlyada’sını okuyan, şerh ettiren; tabii ki İran mitolojisini bilen ve Türkiye’nin sadece İslam değil, İslam öncesi tarihini bile merak eden büyük adamdır. Böyle bir münevver portre bugün için aramızda mevcut değildir. İlber Ortaylı, Son İmparatorluk Osmanlı, s. 63.

     baktığımızda Fatih’in öğrenim merakının belirli alanlarla sınırlı kalmadığını geniş yelpazeli bir öğrenim merakı olduğunu görüyoruz. Molla Hüsrev, Molla Gürani, Molla Yegan, Hızır Bey, Ali Kuşçu ve Hocazade Muslihuddin gibi dönemin büyük alimlerinden ders alan Fatih, merak ettiği alanlarda da uzman kişileri getirtip özel eğitim almıştır. Fatih'in bu meraklı mizacının kişiliğine yansıması neticesinde divan oluşturacak kadar şiirler kaleme aldığını, İslam kültürüne vakıf olduğunu, Grekçe ve İtalyanca bildiğini ve bu dillerde kitaplar okuduğunu, görsel sanatlarla ilgilendiğini aynı zamanda eski Yunan tarihine merak sardığını hatta Fethettiği Roma medeniyetinin geleneksel kültürünü reddetmekten ziyade bilakis bu geleneksel kültürden yararlanmaya çalıştığını biliyoruz.

     

    Fatih'in ilme büyük önem verdiğini, medreseler kuruluncaya dek de Ayasofya'daki bazı keşiş odalarının eğitime tahsis ettiğini ayrıca Zeyrek ‘de bulunan 8 kiliseyi medreseye çevirdiğini söyleyebiliriz. Fatih, Topkapı Sarayı'nda hem İslam hem de Rum ve Latin eserleri tercümelerinden oluşan bir kütüphane oluşturmuştur.  Fatih’in okuduğu kitaplarla ilgili kesin argümanlara sahip değiliz.  Fatih’in ilgi duyduğu ve muhtemelen bazılarını okuduğu kitaplarla ilgili olarak çağdaş kaynaklardan bazı emareler bulabilmek mümkündür.  Fatih, İlber hocanın da söylediği gibi Arapça İtalyanca Farsça ve Yunanca gibi birçok dile hakimdi. Fatih'in, Eski Yunan ve Roma kültür mirasıyla da yakından ilgilendiğini  ve      bu dillerde  yazılmış bazı  eserleri kütüphanesine kazandırmak için tercüme ettirme girişimlerinde bulunduğunu söyleyebiliriz. Alman şarkiyatçı Emil Jacobs'un naklettiği bilgilere göre, Fatih'in kütüphanesinden geriye yaklaşık 50 kitap kalmıştır bunların 42 tanesi Yunancadır 5 tanesi ise dini kitaplardır. Bu kitaplara örnek verecek olursam: İslam dinine mensup olan Fatih, diğer dinlerin kültür ve anlayışlarını araştırıp okuyordu. Kütüphanesinde de İncil pasajları içeren dinsel tören kitabına ve Zebur kitabına yer veriyordu. Fatih'in geometri ile matematiğe de ilgisi vardı. Bu alandaki önemli şahsiyetler olan Öklid ve Pisagor Fatih'in kütüphanesinde bulunuyordu. İskenderiyeli astronom ve matematikçi Batlamyus'un "Geographike Hiphegesis (kitabıyla coğrafyası)" adlı eserinin (bu eser Trabzon’un Fethi sırasında Osmanlılara esir düşen Georges Amirutzes'e, Grekçe'den Arapça'ya tercüme ettirilmiş) ve Kitâbü’l-Mesâlik ve'l-memâlik adlı eserin nüshaları bulunmaktadır. Fatih, Büyük İskender, Hz. Davut, 1. Alaaddin Keykubat ve Hz. Süleyman gibi tarihte yaşayan başarılı şahsiyetlerin hayatlarını ve başarılarını titizlikle araştırdı. Ancak Halil İnalcık'ın naklettiği bilgiye göre, bu isimlerin arasında Fatih'i en çok tesiri altına alan tarihi şahsiyet Büyük İskender'dir.  Fatih, Büyük İskender'i kendisine rol model olarak görüyordu.  Fatih, Flavius Arrianus Anabasis of Alexander adlı eserini kütüphanesinde bulunduruyor ve bu eseri sık sık hem okuyor hem de okutuyordu. Bu eser Büyük İskender'in kendisini ve seferlerini ele alan bir eserdir. Doğu kültürü ve İslami ilimlerle de yakından ilgilenen Fatih, dönemin alimleri olan Hasan Samsunî, Molla Hayreddin, Molla Gürhani, Hocazade Muslihuddin gibi önemli şahsiyetlerden ders alıp çeşitli İslami kitaplar okuyordu. Fatih'in edebiyatla da haşır neşir olduğunu kütüphanesinde Homeros, hesiodos, pindaros gibi önemli şairlerin yer aldığını hatta Fatih'in divan sahibi bir şair olduğunu biliyoruz. Fatih'in şiirlerine bakıldığı zaman Hâfız ve Şeyh Sa'di gibi İranlı şairlerin etkisinde kaldığı görülmektedir. Aynı zamanda, planudes tarafından yorumlarıyla birlikte yayımlanmış ezop’un masallarını içeren bir okul kitabı, atasözleri kitabı büyü kitabı hipokrat’ın, galen’in, mikhael psellos ve bazı diğer yazarların eserlerini içeren tıp cildi gibi kitaplarda Fatih'in kütüphanesinde yer almaktadır. Fatih, kitaplarını muhafaza ettiği yeri "hazine" diye adlandırıyordu. Buradan anlaşılıyor ki kitaplar Fatih için son derece ehemmiyetli bir değerdir. 

     Fatih gerek entelektüel kişiliğiyle gerek askeri alandaki dehalığıyla gerekse de reformcu yapısıyla sadece Türk tarihinde değil dünya tarihinde de iz bırakmayı başarmış ender insanlardan bir tanesidir. Fatih'in kişiliğini oluşturan yapıların dışa yansıması sonucu İstanbul’un Fethi başta olmak üzere Fatih, bulunduğu birçok eylemde başarılı olmuştur. İstanbul'un Fethinin son derece önem arz etmesinin nedeni: İstanbul'un Fethinin, Fatih'in dünya sahnesine çıkmasını sağlayan olay olmasıdır. 1453'te Doğu Roma'nın en önemli şehri olan İstanbul'un Osmanlıların eline geçmesi sadece Doğu’da değil Batı'da da büyük yankı uyandırmış ve Fatih bu başarısı ile ismini geniş kitlelere duyurmuştu. İstanbul'un Fethinin sonrasında Fatih'in Türk ve İslam aleminde önemli bir değer haline gelmesini sağlayan hususlar: İstanbul’un jeopolitik konumunun önemli olması, İstanbul'un Fethi ile boğazlar Osmanlı'nın hakimiyetine girmesi ve Karadeniz Türk gölü haline gelmesi ve böylelikle Kuzey ve Doğu Avrupa'dan gelen ticaret yolları Osmanlıların denetimine tabi olmuştur. Bu durum Fatih'i Türkler ‘in gözünde önemli bir konuma getirmiştir. Hz. Muhammed’in İstanbul hakkındaki şu hadisi "İstanbul muhakkak fetholunacaktır. Onu fetheden komutan ne güzel komutan ve onun askeri ne güzel askerdir” Fatih’in İslam aleminde tanınmasına sebep olmuştur. Fatih, bu kutlu vazifeyi yerine getirerek mazhar olmuş ve İslam alemine adını altın harflerle duyurmuştur. Fatih, cihanşümul hakimiyet fikrini benimsiyordu.    Fatih, İstanbul’un Fethi ile kendisini artık cihanşümul bir imparatorluğun vârisi olarak görmeye başlamıştır. Fernand Grenard, bu durum ile ilgili şöyle der: “Osmanlı Tarihini kavrayabilmek için Osman oğullarını, Doğu Roma İmparatorluğu’nun ikinci kurucuları olarak incelemek gerekir. Osman oğullarının Roma imparatorlarının yerini aldıklarını, onların meşru halefi olduklarını, onların unvanlarını (Kayser-i Rum) kullandıklarını Fatih’in çağdaşı olan Bizans tarihçileri Dukas, Chalcondyles, Kritovulos, Trapezuntios dikkatle belirtmişlerdir." Fatih'in, İstanbul'un Fethinden sonra kendisini Doğu Roma'nın vârisi olarak sayması üzerine 1466’da bir Rum alimi Fatih’e “Romalılar ve Dünyanın İmparatoru” unvanını vermiş ve şu ifadelerde bulunmuştur: “Kimse şüphe etmesin ki sen Romalıların imparatorusun, imparatorluk merkezini hukuken elinde tutan kimse imparatordur. Roma İmparatorluğunun merkezi de İstanbul’dur.” İstanbul'un Fethi dünya tarihinin en önemli olaylarından birisi olmasının en büyük nedeni Tarihin bütün akışını değiştirmesidir. İstanbul'un Fethi ile Orta çağ kapanmış Yeni çağ başlamış fetihten sonra İtalya'ya giden Bizans bilginleri Rönesans hareketinin başlamasında etkili olmuş, ticaret yollarının Osmanlı Devleti'nin eline geçmesi Avrupalıları yeni arayışlara yöneltmiş ve Coğrafi Keşiflere sebep olmuştur. Şu ana kadar yazmış olduklarımdan şunu anlıyoruz ki: Entelektüel bir portre olan Fatih, sadece yaşadığı dönemde değil günümüzde de emsali olmayan aydın bir profildir.

     

     


                                  

     


    Yorumlar (1)
    • Kapsamlı detaylı bir yazı olmuş, cidden başarılı kaleminize sağlık.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.