İstanbul'da herhangi bir marmaray istasyonu. Kapılar açılıyor, kimisi iniyor, kimisi biniyor. Kimisi Pendik'te, kimisi Maltepe'de, kimisi Ayrılık Çeşmesi'nde iniyor. Kimisi 20, kimisi 70, kimisi 13 yaşında. Kimisi çanta takmış sırtına, kimisinin elinde ufak bir market poşeti. Kimisi dışarıyı izliyor, kimisi telefona bakıyor, kimisi boşluğa... Herkes bu kadar farklı, bu kadar ayrıyken, nasıl oluyor da herkesin suratında aynı ifade oluyor? Herkes nasıl bu kadar donuk, bu kadar hevessiz olabiliyor? Bir insanın içten bir şekilde gülümsediğini görmek bana umut verirdi. Ama herkesin gülüşleri bile o kadar sahte ki, bunu anlamak için psikoloji bilmeye gerek yok. Sanki sadece bir şeyler yapmaya, yaşamaya 'mecbur' gibi herkes. 70 yaşında bir amca, kim bilir neler görmüş,neler geçirmiş... Peki ya 13 yaşındaki bir 'çocuğun' suratındaki bu ifade, bu hissizlik, bu bıkkınlık normal mi? Aslında hepimiz cevabın 'hayır' olduğunu ve altında yatan sebepleri az çok anlayıp tahmin edebiliyoruz. Muhtemelen o çocuk da en az benim kadar siyaset biliyor, ekonomiden anlıyor, oyun oynaması gereken yaşlarda evde tıkılı kalıp haber izliyor. Ben düşünürken kapılar açılıyor ve iniyor Çayırova'da, sonra milyonların arasına karışıyor annesinin elini tutarken.
Yorum Bırakın