Kafka'ya Mektuplar XXIX

Kafka'ya Mektuplar XXIX
  • 5
    0
    0
    1
  • Çok sayın ve çok sevgili,

    Artık çarşaf gibi bir deniz gördüğünde beni hatırla; çünkü öyleyim. Çok ağlamak, çok gülmek, çok düşünmek, çok takılmak, hepsi kendi kendine imha oldu içimde. Beni, bizi biraz biliyorsan bunun ne denli huzursuz ettiğini de tahmin edersin. Belki de mükemmel bir dengenin içindeyim ama sevmedim bu hali. Felaketlerin ortasındayız ve ben ağlayamadığım için kendime doyasıya hem kızıyor hem de onu sonuna kadar anlıyorum. Bunu ne kadar dile uygun, anlaşılır, kulağa hoş aksettirsem de hiçbir zaman mantıklı bir zemine oturmayacak ve hep gülünç gelecektir, şüphesiz. Çünkü ''çok olan'' duyguların kuruduğundan bahsediyorum fakat bunun beni daha güçlü yapması gerekirken üstümde yeni yeni ayak izleri var. Sıkıyorum seni biliyorum. O zaman sana birkaç hadsiz lakırdı edeyim. Mutlu ve huzurlu zamanlarında -bu bizim için kötü zamanlar da olabilir- çok çok küçük anlar var. Eğer o anların farkına varıp tam o an gülümsersen ve bunun bir anlamı olduğunu düşünürsen bu insanı manevi olarak en az birkaç gün toparlıyor. O anlar olmasa nasıl rutinde sağlıklı bir şekilde gidebilirdim bilmiyorum. Gerçi ben çoğu zaman o anları şizofren gibi kendi kendime yaratıyor ve sözde yakalıyorum. Olsun, sonuçta bir problemi herkes aynı yoldan çözecek diye bir şey yok. 

    Kafka, bir hediyeydin. Gününe, aylarına, hayatına bir etki eder mi bilmiyorum ama bir insan bir insanla tanıştığına nasıl bu kadar memnun olabilir hayret ediyorum. Şimdi o küçüklüğümü düşününce içimde küçük tatlı bir soba yanıyor, sen de pek tabi onu harlıyorsun bu durumda. Yine de sen bana bakma, bunların çoğu kendi içimde bir anlam yaratmak ve ona tutunmak için başvurduğum favorim olan mübalağa sanatından geliyor; ne yapayım. Bu sebepten kelimeler tekrar ediyor, dönüp dolaşıp belki aynı şeyleri söylüyorum ama daha önce de açıklamıştım; başka bir şey öğrenmek için çabalamadım hiçbir zaman. Ya da bu kadar çabayı tetikleyecek bir incelik görmedim ömrümde. Belki yakınımda olsan sen de bu kadar inceliğe lüzum görmezdin; çünkü öyle düşünüyorum ki kendi hayatlarımızda olduğumuz ve yalnız konuşurken olduğumuz hiçbir zaman tam anlamıyla birbiriyle örtüşmemiştir. Belki beni daha çok kırardın, belki seni daha çok sıkardım. Kafka, zaten içime bu serinliği veren şey bunu bilmekti her zaman.

    Umarım elimden gelen bir kere olsun sana dokunabilmiştir.
    Umarım alay edilecek kadar saçmalamamışımdır hiçbir zaman.
    Ve umarım bir daha doğarım.



    Resmiyetle.
    M.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.