Su toplayan ellerine salçalı ekmek yamayan adamlar
dışarı kokan kıyafetleriyle sofada uyuyakalan adamlar
sokağın isini boyunlarında altın madalya gibi taşıyan adamar
hep bir hesap ve kitap içinde ölmeye yatan adamlar
ince boyunlarının kalın kulunçlarına sığınan adamlar
rutubet kokulu cami halılarında tevekkül eden adamlar
eşlerinin dizlerinde ana haber izleyen adamlar
çocuklarının pazar banyosunu takdir eden adamlar
bin kez diline dizilen öfkesini sakız yapan adamlar
tavuğun butunu hep paylaşan adamlar
yalnız yılbaşı akşamları lüks karışık çerez yiyen adamlar
deniz kenarlarında isten boğulan adamlar
çocuklarının boğazında asla bir yumruya dönüşmeyen cefakar adamlar
iş güvenliği tabelasını asan baretsiz adamlar
beyaz sabun ve sigara kokan adamlar
chet baker dinlemeyen adamlar
bir türlü gidemeyen adamlar
bir türlü varamayan adamlar
sistemin çarklarında piknik yapan adamlar
gazete kağıdıyla tütün içen adamlar
cielito lindo ve çok tuzlu peynirleri suya basan adamlar
akşam pazarlarında kiraz toplayan çocuklar
ince boyunlu adamların çocukları var
paskalyada yumurta boyayan çocuklar
ellerine mavi çamaşır ipleri yamayan çocuklar
isa'nın dizinin dibinde beştaş oyanayan çocuklar
kuyulara bağıran uzun ve örgülü kadınlar
biraz ilerde afili kelime satıcısı
sırtımı yaslıyorum onlara
sırtıma dağ yamıyorum onlarla
sırtımın acısını onlardan getiriyorum
bin dereden gelmeyen sulara ağlıyorum
kelime satıcısı hemen yanımda.
Yorum Bırakın