Ben Sadece Bir İnsancığım

Ben Sadece Bir İnsancığım
  • 3
    0
    0
    1
  •                Nabzımın  bir hız treni gibi bir aşağı bir yukarı gittiği şu saatte rahatlamayı yine yazmakta buldum.Sanki sekiz koluyla seksen işe yetişmeye çalışan bir ahtapot gibi hissediyorum. Halbuki seksen işim bile yok.

                   Yirmili yaşlarındaki biri için bir şeylere yetişememek normal midir acaba? Derslerim, sosyal hayatım, sorumluluklarım, kendimi geliştirmeliyim endişesiyle katıldığım seminerlerim, kitaplığımda bana yalvarırcasına bakan kitaplarım… Ben ne yapacağım! Bedenim “Bir dur dinleneyim.” Diyor. Başımı yastığa koyduğum an “Çok da yorgun değilmişim aslında. Kalk!” diyor.  Mental yorgunluktur belki bilemiyorum ama her şeye rağmen yürümeye devam etmeliyim. Benim üzgün, yorgun, mutlu, mutsuz olmam hayatı durdurmuyor. E bunu da biliyorum ama iyi hissetmem de gerekiyor sonra hop! En başa dönüyorum. Elinde çubuk tutan bir ip cambazıyım ama gelin görün ki bu zıt düşünceler dengemi sağlamakta yardımcı olmuyor ve HOP! Anlık gelen bir aydınlanmayla yerimden sıçrıyor ve “İşte bu hayatın tanımı!” diyorum. Bütün bu zıtlıkların dengesizliğiyle ilerleme çabası. Lakin bir aydınlanma daha benim nabzımı düşürmüyor. Bu hızlı yüzyılda yavaş yavaş büyüyen köklü bir ağaç olmak isterdim ama evrendeki bir toz tanesi, bir insancığım. Böyle bir varlık diğer canlılardan nasıl üstün olabilir. Her şeyi komplike yapan bir akıl nasıl üstünlük simgesidir? Bu var olma çabasının getirdiği endişe damarlarımdaki kanın akmasını bile hissettiriyor bana. Onlar bir hızla damarlarımda gezerken ben yerinde oturmuş, bir yere gitmeyerek duruyorum öylece. Belki de bu durmayan zihnim toprağı kazıp gözlerini kutuplarda açmıştır. Belki de bu yorgunluk, bu endişe bana bundan geliyordur. O zaman bırakıyorum bu düşünce yumağını. Zihnimin penceresini açıyorum. Beni balon gibi şişiren soluğumu bırakıyorum. Ben bu düşüncelerle varım ve var olacağım. Domino taşları gibi tek tek ilerleyeceğim. Bazen bu soluk zorlayan saatleri tekrar yaşayıp duraksayacağım. Sonra yerinde durmayan sular gibi tekrar taşacak güçlü akan bir nehir olacağım.

                   İki kere ilerleyip bir kere geri gittiğim zamanların birinden bana eşlik ettiğiniz için teşekkür ederim.

     

     Not: Sevgili Bahar’a ayrıca teşekkür ediyorum.

     Not2: Van Gogh'un Buğday Tarlasında Selviler tablosu beni hep rahatlatan bir eser olmuştur. Ondan buraya ekliyorum.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.