GÖSTERİ PEYGAMBERİ

GÖSTERİ PEYGAMBERİ
  • 2
    0
    0
    0
  • Hepimizin bildiği Dövüş Kulübü filminin yazarı olan Chuck Palahniuk’un bir diğer önemli eseri Gösteri Peygamberi. Asıl adı “Survıvor” olan eser Türkçe’ye “Gösteri Peygamberi” olarak çevrilmiştir. 21.yy modern dünyasının prototipini sunan eser taşlamaları ve yerinde eleştirileri ile günümüz dünyasına ve insanına ışık tutma özelliği ile ön plana çıkmaktadır. Günümüz modern dünyasında başat rol oynayan medya, şöhret, popüler kültür, şiddet, pornografi ve tüketime yönelik eleştirileri içeren Gösteri Peygamberi, yeraltı edebiyatının mihenk taşlarından bir tanesi olarak kabul edilmektedir.

    Tender Branson(Gösteri Peygamberi), Creedish mezhebinin bir üyesidir. Creedish mezhebi var olan dünyadan soyutlanmış ve kendi arazileri üzerinde inandıkları mezhebin ahlaki değerlerine göre yaşamlarını sürmektedirler. Mezhebin inancına göre, her ailede ilk doğan erkek çocuğuna Adam ismi verilir ve kilise yerleşiminde ailesine ait olan toprağın varisi olur. Geri kalan çocuklara Tender ismi verilir ve hayatını idame ettirebilmek için dış dünyaya salıverilir. Kişiye verilen isim hayatının geri kalanının nasıl devam edeceğini gösterirdi. Mezhep gerektiğinde tüm üyelerinin intihar etmesini istemektedirler. Toplu intihar vakalarının görüldüğü mezhep dış dünyaya kapalı yaşayan bir topluluktur. Olaylar Tender Branson’ın kilise yerleşiminden dışarı çıkmasıyla gelişir.

    2039 sayılı uçağın uçuş kaydından tüm hikayeyi Tender Branson’dan öğreniyoruz. Gazetede verilen kriz hattı ilanında yanlış numara verilmesiyle Tender Branson kendisini kriz danışmanlığı yaparken bulur. Her gün ve her saat çalan telefonlarda modern insanın sıkıntılarını dinleriz; gelecek kaygısı, ailevi problemler, uyuşturucu bağımlılığı, hayatın anlamını kaybedilmesi, cinsel yaşamdaki sorunlar vb. Kriz danışmanlığı görevine tesadüfen ulaşan Gösteri Peygamberimizin tüm bu sorunlara tek bir tavsiyesi vardır o da intihar. Dünyanın yaşamaya değer bir yer olmadığını, acılarından kurtulmak istiyorsa ölmesi gerektiğini söyleyerek öneride bulunur. Bir gün Creedish mezhebinin geriye kalan tek üyesi olduğu anlaşılınca birden şöhrete kavuşur ve artık kendi hayatı üzerinde herhangi bir söz hakkı yoktur. Özne konumundan nesne konumuna gelen Tender bu duruma alışık olduğu için şaşırmaz çünkü kilise yerleşkesindeyken de ne yapması ve ne düşünmesi gerektiğini söyleyenler vardı bu yüzden kendi hayatının başrolü olmamaya alışık olan Tender yeni hayatına hemen uyum sağlar. Artık hayat hikayesine kendisi de yabancı olan Tender, menajeri ne derse onu kabul eder ve yeni hayatının rolünü benimsemeye başlar. Yeni bir hayat hikayesi, yeni bir imaj, yeni kıyafetler, yeni doktrinler ve yeni ahlaki değerler. Meşhur olmanın bedelini daha az özgürlük ile ödemeye başlıyordu. Şöhret basamaklarını hızlı çıkan peygamberimiz olduğu yerde uzun süre kalabilmek için daha fazla izlenmesi gerektiğini bilir; eğer kimse sizi izlemiyorsa, dışarıya çıkmanın bir anlamı yoktur diyerek modern dünyanın felsefesini aktarır.

    Dini bir lider olan Tender programdan programa koşar, kitapları, ilaçları vb. ürünleri piyasa çıkar. Atacağı adımdan söyleyeceği söze kadar her şeyinin planlandığı hayatında Tender Branson bir kukladan farksızdır.  Sıradan insanların sahip olamadığı birçok şeye sahip olarak onların hayranlığını kazanarak  medyada yer almaya devam eder. Zirvede kalabilmesi için insanüstü özelliklerini sergilemesi gereken Branson’a Fertility Hollis kehanetlerde bulunarak yardım eder. Halkın gözünde bir Mesih haline gelen Tender, hayatta olan abisi Adam Branson tarafından öldürülme tehlikesi yaşamaktadır. Kahramanımız ne zaman ki özgür olur işte o zaman hayatına yabancılaşmıştır ve bu bilmediği yaşam tarzına ayak uyduramadığı ve tüm ilgi ve dikkati kaybettiği için hayatına son verme kararı verir. Eseri okurken modern dünyanın tespitleriyle beraber sert bir eleştiriyi de içeren cümlelerle beraber kendinizi sorgularken buluyorsunuz. Her insanın içinde gerçekten şöhret olma isteği var mıdır? Hedonizm hayatımızın bir parçası mı oldu yoksa acıya tahammülümüz mü yok? Her sorunun bir çözümünün olduğu inancı hayattan zevk almanın önüne mi geçer? Mutluluğa yer verdiğimiz yaşamımızda en ufak sorunlarla baş edemeyerek intihara meyilli bir karakter yapısını mı barındırıyoruz? Birilerine yaptıklarımızı anlatma/gösterme ihtiyacını neden duyuyoruz? sorularını sorarken buluyoruz kendimizi. Bir başkası ile tanımlanan kimliğimizin yerini artık bir başkasının gözetimi, başkasına izletme ihtiyacı ile şekillenen bir hayat tarzına evriliyor. Varlığımız başkalarının ne düşündüğüne, ne yaptığına bağlı olmaya başladıkça kendimize yabancılaşmaya başladığımızın göstergesi konumunda yer alıyor Gösteri Peygamberi.

    Entelektüeller modern dünyanın seküler peygamberleri olarak adlandırılırken sıradan insana düşen vazife ise gösteri peygamberliğidir. Tüketim toplumuna doğru evrilen dünyada insanlar kendilerini var etmenin koşulu olarak tüketimi ve medyayı görmektedir. Artık insanlar Descartes’ın “Düşünüyorum o halde varım.” mottosuna göre değil “Tüketiyorum o halde varım.” mottosuna göre hayatlarını devam ettiriyorlar. Sosyal bir varlık olan insan, modern dünyada kendisini görünür kılmak adına başvurduğu tüketim çılgınlığını medya üzerinden devam ettirmektedir. İnsanlar küreselleşen dünyada birey olarak bu hayatta var olduklarını göstermek ve başkalarını da gözetlemek istemektedirler. Panoptik gözetimin yerini alan sinoptik gözetim ile insanlar hem kendi özel hayatlarını deşifre etmekteler hem de başkalarının özel hayatını gözetlemektedirler. Sinoptik gözetim, karşılıklı olarak birbirini gözetlemek ve izlemek demektir. İzleyenin ve izlenenin izlendiğinden haberinin olduğu gönüllü gözetim olan sinoptik gözetimin hakim olduğu modern dünyada herkes iki saniye de olsa ünlü olmaktadır. Popüler kültürün benimsenmesini kolaylaştıran ve hakim ideolojilerin empoze edildiği medya sayesinde insanlar sürekli bir ileti almaktadırlar ve kimsenin olup bitenleri sorgulamaya vakti olmadığı gibi sorgulama ihtiyacının da farkında değillerdir. Aydınlanma miti ile birlikte yeryüzünde cennet vaat eden modern dünyada ileri olarak adlandırılan ülkeler ve teknolojiler, her anlamda kendilerini geliştirdiklerini düşünen kapitalist insanlar, tahtından indirilen Tanrı’nın yerine geçmek için yeterli donanıma sahip olduklarını düşünerek Tanrı ile eşdeğer özelliklerini sergileyecekleri sahneye çıkmanın hayalini kurarlar. Bu sahneyi medya aracılığıyla elde ettikleri gibi bu sahnede kalmayı devam ettirmenin bedelini de ödemektedirler.

    Sahne önünde her şeyin mükemmel olduğu bu dünyanın sahne arkasını bizlere gösteren Gösteri Peygamberi bir ayna işlevi görmektedir. Kendisine ve içinde yaşadığı topluma bakmaya cesareti olanların eline aldığı bir ayna olan Gösteri Peygamberi acı gerçekleri gün yüzüne çıkarmaktadır.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.