Muzaffer Ozak'a Göre Tekkelerin Kapatılması

Muzaffer Ozak'a Göre Tekkelerin Kapatılması
  • 4
    0
    0
    0
  • Muzaffer Ozak; vaiz, sahaf, Halvetî-Cerrâhî şeyhi (1916-1985). 

    ...

    "Atatürk Türkiye'de tasavvufu ve sofiyyeyi durdurmadı.  Bir inkılap yapılacaktı. O inkılabın yerli yerine gelmesi için böyle yapılması icap etti. Yapılan inkılap gerçek sofilere karşı yapılmadı, sofi taslaklarına karşı yapıldı. Zahiren [dışarıdan] bakıldığında halis [saf] olanlara da dokundu gibi görünüyor ama hayır, onlara hiç dokunmadı. Bu iş kendilerini sofi zannedenlere karşı yapıldı. Zaten gerçek sofiler her şeyi Hak'tan bildikleri için bunu da Hak'tan bildiler ve 'eyvallah' dediler. 
    Mesela benim mürşidim Sultan Hamid zamanında doğmuş bir zat idi. Atatürk zamanında ben kendisiyle daima sohbette idim, gidip geliyordum, sohbet ediyorduk, hiç kimse de bize mani olmuyordu.
    Atatürk tekkeleri muvakketen [geçici] kapattığını bizzat kendisi söylüyor. Gün gibi aşikar olan bir hadise var ki vaktiyle Cumhuriyet Gazetesi de bunu yazmıştı, ben bunu kendi efendimden işitmiştim, o da bizzat Atatürk ile konuşan zattan dinlemiş. Bu zat İstanbul mebusu Yahya Galip Bey idi. Kendisi tarîki [yol] Halvetiyye'den Ümmî Sinan Dergâhı'nın şeyhi idi. Bir gece Atatürk'ü huzurunda sazlar çalarken Atatürk Yahya Galip Bey'e dönerek: 'Şeyh Efendi! Kalk da bir harmandalı oyna.' demiş. Yahya Galib Bey de: 'Paşam ben bir Halvetî şeyhiyim, harmandalı oynamasını bilmem; Şükrü Saracoğlu Egelidir, o gayet iyi bilir, o oynasın. Siz eğer bana müsaade ederseniz, ben burada bir Halvetî devranı yaparım.' demiş. Bunun üzerine Atatürk Yahya Galip Bey'e: 'Ben tekkeleri muvakketen seddettim [kapattım]. Nâehillerin [ehil olmayanların] elinden aldım, ehil olanları bulup açacağım. Sen yine devranını yapacaksın.' demiş."

    ...

    "...Bazı kanunlarla tedbir alındı bu şekilde. Ama din men edilmedi. İsteyen istediği dinin saliki [yolcusu] idi, o dinin icabatını [gereklerini] yerine getiriyordu."

    ...

    "...Yani sofiyyeye mani oldu filan hiçbir şeye mani olmamıştır. Yalnız sofiyim zanneden sofi taslaklarına belki onlara karşı bir cephe alınmıştır. Fakat bunun içerisinde bazı ehl-i Hakk' da belki incinmiştir. O da insandır, kuldur filan."

    ...

    "...Tekkelerin kapatıldığı dönemde yaşayan gerçek mürşitler, bu hadiseye karşı bir infial göstermek şöyle dursun hep rıza ve teslimiyetle karşılamışlardır. Yani Ahmed Celâleddin Dede bir istisna değildir. Nice meşayih (şeyhler) gerek manzum gerek mensur gerek yazılı gerek sözlü beyanlarıyla tasavvufun tekkelere ve tekkelerde yapılan ayin ve merasimlere münhasır olmadığını zaten tekkelerin uzun zamandır bir çöküş içinde olduğunu, tekke şeyhlerinin büyük bir kısmının mürşitlik yapmaya hâiz (içeren) vasıflar taşımadığını, tekkelerin kendilerine ait vakıf gelirleri yüzünden geçim kapısına dönüştürüldüğünü söylemişlerdir." 

    ...

    Kaynakça/Fotoğraflar

    Cümle Mevcûdât Zâkir Kainat Dergâhdır - https://defter-i-ussak.blogspot.com/2015/12/cumle-mevcudat-zakir-kainat-dergahdir.html?q=atat%C3%BCrk

    Tasavvuf Hakkında Mülâkât - David Freudberg - 16 Haziran 1982 - https://defter-i-ussak.blogspot.com/2018/07/muzaffer-efendi-hazretleriyle-tasavvuf-hakkinda-mulakat-david-freudberg.html

    https://www.biyografya.com/biyografi/16610 

    ...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.