RADYO

RADYO
  • 3
    0
    0
    0
  • Dedemin defin işlemlerini hallettikten sonra ailecek köyümüze gitmek üzere yola çıktık.İstanbul’a taşındığımdan beri köyüme yolum düşmemişti.Köy yoluna döndüğümüz anda pencereden yüzüme vuran sıcak hava beni kendime getirdi.Terkedilmiş eski evlerin arasından yavaşça geçerken çocukluğumun hayaleti bana eşlik ediyordu.Dizlerim sanki yeni düşmüşüm gibi sızlamaya başladı,akşam ezanı okunmaya yeni başlamıştı hafifçe gülümseyerek ‘annem birazdan eve gel’ diye seslenir dedim.Arabada hep birlikte gülüştük.Dedemin evinin önüne geldik,karanlık yavaştan çökmeye başlamıştı.Yıllar önce aramızdan ayrılan ninemin eski koltuğu hala bahçede duruyordu.Yavaşça içeri girdik,eşyalarımızı yerleştirmeye yataklarımızı hazırlamaya başladık.O sırada babam homurdana homurdana sobayı yakmaya çalışıyordu.Büyük şehirlerin insanı nasılda konfora alıştırdığını hepimiz iliklerimize kadar hissediyorduk.O sıra gözüm cam kenarında duran eski radyoya ilişti. Nasılda unutmuştuk bu tozlanmış aleti, sanki uzun zamandır karşılaşmadığımız bir sevdiğimizi görüyor gibiydik. Üzerinde duran beyaz danteli yavaşça kaldırdım, antenini sonuna kadar açtım ve çalıştırdım.Radyodan gelen Arkası yarın programı hepimizin dikkatini çekti.Herkes odanın bir kenarında kendine bir yer bulup sessizce dinlemeye başladı.Uzun zamandır ailemi bu kadar dikkatli bir aktivite yaparken görmemiştim.Sobadan gelen çıtırtılar,radyonun cızırtısıyla beraber ahenk içerisinde yüzümüze çarpıyordu.Oysa hepimizin telefonları,tabletleri, bilgisayarları vardı hiçbiri bizi bu kadar bir araya getirmemişti.Sanki ruhlarımız radyodan gelen sesle birbirine ataçlanmıştı.Hayatta bazı eşyaların bir insandan daha değerli olabileceğini hissettim.Nasıl oluyorduda bu küçük tozlu siyah kutu bizi bu kadar bağlayabiliyordu,anlam veremiyordum.Bir eşya nasıl hem dedemin ömür boyu arkadaşı olup,hem de o öldükten sonra onun çocuklarına,torunlarına arkadaşlık edebiliyordu.’Bunun bir sonu olmalı’,dedim kendi kendime.Gelişen herşey eskisini unuttururken bazı şeylerin hiç eskimediğini kabul etmek benim için zordu.İstanbul’un karmaşasında kaybolurken bir radyoda bu kadar takılı kalmak beni çok etkilemişti.Yastığa başımı koydum,sobadan tavana yansıyan ışıkları izleyerek, radyodan gelen öykülerin keyfiyle hayaller kurmaya başladım.Unutmamalı dedim kendi kendime,geride kalan ve orada hala beni bekleyen şeyler olabilir. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.