Hep Bu Yüzden

Hep Bu Yüzden
  • 2
    0
    0
    0
  • Yanlış zamanlarda çırparsa birkaç kuş bu dünyanın gökyüzüne kanatlarını. Ellerimde birikmiş karanlıkları dudaklarıma götürüp içime çekeceğim son defa. Önünde durduğum bunca dönüşümün peşinden sürüklediği geçmişi taşıyorken omuzlarımda. Senden uzak bir düş kuruyorsam, bunca şehrin tozu dolsun ruhuma. Eskimiş, sararmış kağıtlarda bulurken kendimi; eski bir plak gibi çalsın dursun odalarında hatıralarımın.

    Islak zeminin üzerinde oturur dururken; arkasında binlerce gözün izlediği bir uzun yolda ilerlerken; ya da her şeyden geçip sessizce iliklerine kadar kurşunla dolup dökülmek sonra kağıtlara. Bardak yuvarlak, gök sivri, dudak kan ve ben kinim. Birden doluyorum her birine son anına kadar sarhoşlukla, benden öte dünya yok, bensiz bir şiir yok. Biliyorum.

    Geçmişin üzerine bembeyaz kalemler çektim. İzleri kalır diye astım tüm sözcükleri darağacına. Üç küçük şişe doldurdum umarsızca. Tanrı konuşmaz. Bu yüzden mirastır sessizlikler.  Külden geçit bir yol düşlersen, beni hatırla. 

    Kimse suçsuz değil; kimse de suçlu değil alabildiğine. Kendime batırdığım bıçaklar bu yüzden her zaman birkaç santim daha dışarıdadır. Affetmenin o kendi halindeliğini beklerim kendimden. Bazen başaramam. Umut, kesilmişse benden: Ölürüm!

     

    Aynı sözler, farklı düşler

    kimsesizlikle vazgeçişler

    sahte yüzler, buzdan eller

    bitmeyen gecelerde erirler

     

    Sessizliğim, karanlığım

    Aşklarımdan miras acılarım

    Bekledikçe geçer sandığım

     

    İşte hep, hep bu yüzden

    Aşk yayılsa da dilinden

    İşte hep, hep bu yüzden

    Yalnızlığı buluyorum ben

     

    Kirlerinden arınıyorsa

    Ruhlardan ruhlara

    O ıslanmış dudaklarda

    Bitkin bir yas duyunca


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.