Goodbye Lenin!

Goodbye Lenin!
  • 9
    0
    0
    0
  • Film, 1989'da Berlin Duvarı'nın yıkılmasından kısa bir süre önce kalp krizi geçirdikten sonra komaya giren ve kapitalizmin yürüyüşünü uyuyakalarak geçiren, partiye sadık Doğu Berlinli kadın Christiane Kerner'ın hikayesini anlatıyor. Doğu Almanya'nın ortadan kalkmasından sadece sekiz ay sonra komadan uyanır. 21 yaşındaki oğlu Alex ve kız kardeşi Ariane, yeni siyasi durumu annelerinden bir sır olarak saklamak için ailesi ve komşularıyla güçlerini birleştirerek gizlemeye çalışırlar. Çünkü zayıf kalbi, bu kaybının üzüntüsüne dayanamayacaktır. Alex, annesini korumak için ne gerekiyorsa yapmaya karar verir. Eski Doğu Almanya'sının artık var olmadığını fark etmemesi için sürekli olarak yeni, yaratıcı açıklamalar bulması gerekir. Gizlice çöp konteynerlardan cola şişelerin paketlerini söküp annesine verecegi içeceklere yapıştırmıştır.  Hiçbir şey değişmemiş gibi davranmak gittikçe zorlaşmıştır Lenin için. Anne, çok sevdiği DDR'nin artık var olmadığını öğrenmeden önce ölür. Küçük bir yas tuttuktan sonra, Alex evin çatısından eski bir oyuncak roketle onun küllerini gece gökyüzüne fırlatır. İnandığı  ve yine de hiçbir zaman gerçekten var olmamış bir ülkenin sonuna kadar annesi için illüzyonu sürdürdüğüne ikna olmuştr


     

    İlk bakışta film sosyalizmi reddediyor gibi görünüyor. Ancak bir nevi hayatı ve gerçeği yansıtsa da sosyalizmin sıcak yanını mizahla anlatılmış. Genç adamın yarattığı otonom dünya, aslında eski GDR'yi kapitalizmin mekanizmalarıyla boğuşan destansı bir kurtarılmış bölge olarak yansıtıyor. Yönetmen, arka plan olarak hizmet ettiği zamanın ayrıntılarını gözden geçiriyor. Bir ailenin nazarında "zor" olarak nitelendirilebilecek konuyu oldukça eğlenceli bir hikâyeyle anlatıyor. Filmin en dikkat çekici yanlarından biri de Kubrick'e yapılan göndermeler. Bunlardan biri Otomatik Portakal filminin başrol oyuncusu Alex ile başroldeki gencin isminin aynı olması. Yaratılan dünyayı ve gencin duyarlılığını görünce, akla ister istemez Amelie filmi geliyor. Ayrıca filmin müzikleri Fransız besteci Yann Tiersen tarafından yazıldığı için iki film arasında bir bağlantı kurmakta zor olmuyor. :)
    Yönetmen Wolfgang Becker'in "Hoşçakal Lenin" filmi yakın geçmişe ve Almanya'nın yeniden birleşmesinin karmaşıklığına odaklanmış. Doğu Berlinli Kerner ailesinin kurgusal hikayesinden yola çıkarak siyasi olayları yansıtmış. Film aynı zamanda Duvar'ın yıkılışının pek çok Doğu Alman'a Batı'nın hayalindeki varlığını getirmediğini de gösteriyor. 40 yıllık kariyerinin kapitalist güçler tarafından mahvolmasına öfkelenen komşu Bay Ganske gibi birçok kişi işsiz kalmıştır.

     

    Film Fragmanı;

     

    Yann Tiersen Lenin albümü;

     

     

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.