Advertisement
Advertisement

Müziğin Kraliçesi; Kalben İle Röportaj

Müziğin Kraliçesi; Kalben İle Röportaj
  • 11
    0
    4
    1
  •  Müziğin Kraliçesi

    Wannart okuyucularına selamlar. Bu haftaki konuğumuz Kalben'di. Sesiyle, yazısıyla, cümleleriyle bizleri düşündüren ve sanki ablamız gibi samimi olan bir sanatçı. Tam anlamıyla modern sanatçı. Zaten bu yazıyı okuduktan sonra her övgü yetersiz kalıyormuş gibi olacak.

     Vaktinizi çok da almadan isterseniz röportaja geçelim. 

     

    1-) Merhaba nasılsınız? Umarım çok çok iyisinizdir. Öncelikle Kalben
    kimdir? Ve müziğe nasıl başladı?

    Kültür ve sanat alanlarında üreten, ürettiklerini sevgiyle paylaşan biriyim.
    Konuşkan, rötar yemekten hoşlanmayan, neşeli, öğrenmeye meraklı, kafaya
    taktığında çalışkan gibi bi’şeyler de derim kendime. Bu kadar yeter ama
    utandım :) Çocukken mızıka, flüt, yemek masası, kırık oyuncak piyano, akordeon.. Ne
    bulsam çalıyor ve şiir, şarkı yazıyordum. 8 yaşında rahmetli annemin
    hediye ettiği beş oktav klavye. Sonra, ekonomik durumumuzdan ötürü
    derslere devam edemediğimden enstrümansız geçen seneler. Ardından, 14
    yaşında babamla Kemeraltı’ndan aldığımız ikinci el Santana marka klasik
    gitarım. Dönüm noktaları her biri..


    2-) Soruları hazırlarken sosyal medyada sizin hakkınızda detaylı bir
    araştırma yaptım ve sizin hakkınızda merak edilenleri okudum. En çok
    sorulan sorulardan biri; Kalben sahne dışında nasıl biridir? Gün içinde
    neler yapmaktan hoşlanır?


    Aa, ne tatlı ve sevecen bir merak. Ben de benle rakı içmek isteyenlere denk
    geliyorum ve gülüyorum kıs kıs. Rakı beni aşırı bozuyo be abi, diye
    gülüyorum. Az içerim rakı bu nedenle. Sahnede hangi mevzulardan
    bahsediyorsam - tüm aşkların ve yaşamların değerinin eşitliğinden kadın
    cinayetlerine, ekonominin çöküşünden afetlere, denk geldiğim komik
    olaylardan ünlülerle yaşadığım absürt durumlara kadar - günümün içinde
    de bu mevzularla dolup taşmaktayım. Çok daha kaygılıyımdır sahne
    dışında. Gizemli ve tekinsiz bir kaygım var. Herkesin rahatını sahnede bile
    düşünüyordum, ancak bir zamandır müziğe ve kitleye kaptırıp akıyorum.
    Konserler dışında, kedilerimle sessizce oturuyoruz. Uzun uzun yürüyorum
    adalara gidip ve fotoğraf çekiyorum. Eskiz çiziyorum. Bu sene ilk kez
    kendimi başka memleketlere de götürmeye başladım. Dostlarımla
    birbirimize zaman ayıramadıkça - çoğunun evlatları, kurumsal hayatları ve
    başka şehirleri/ülkeleri var artık - kendimin en tatlı dostu olmayı
    öğrenmem gerekti. Yalnızlığımla aşk yaşıyorum. Şarkılar, denemeler
    yazıyorum. Müzik ve edebiyat yoluyla enfes kitlelere sarılabildiğim için
    gündelik ihtiyaçlarım değişti diyebilirim. Sosyalleşmeye pek hevesim
    kalmadı.


    3-) Geçtiğimiz haftalarda “Her Yerde Kar Var – Fecri Ebcioğlu 100 Yıllık
    Şarkılar” adında bir single çıkarttınız. Şarkının yapıl süreci nasıl geçti?


    Şarkıya bebeliğimden vurgundum, Nilüfer’in sesinden dinlemiştim ilk.
    Seneler önce, kendi kendimi çekip kanalıma atıverdim. Manifest this
    dedikleri… 2022’de albüm haberini aldık ve değerli Ebcioğlu’nun bu eserini
    yorumlamak istediğimi söyledim. Sonrasında Aşk Çeşmesi EP’de beraber
    çalıştığım Kutsal Kaan Bilgin’e gönderdim demomu. Kutsal düzenleme
    üzerinde çalışırken konserlere devam ediyor, şarkımıza melodiler
    buldukça Kutsal’a gönderiyordum. Sahne üstünde de beraber yürüdüğüm
    İlker Deliceoğlu ve Tuğrul Bafra’nın da katkılarıyla Her Yerde Kar Var
    doğdu..Kendimle gittiğim bir Patara tatilinde çektiğim grenli yaz fotoğrafı,
    şarkının kapağı olsun istedim. Kalp Hanım’dan beri görsellerimin üretici ve
    uygulayıcılarından olan Volkan Ölmez tasarımı halletti. Ve zamanı
    geldiğinde harika bir albümün kanatları altında onca şarkı, havalandık.


    4-) 2023 Yılının ikinci yarısına girdik. Bu süreçte dinleyicilerinize
    sunacağınız ne gibi projeler var?


    Albümü olan bir romanım var artık. Plağı var bu albümün. Hatta plaklarım
    var. Onca albüm, tekli, klip, kitap, turne.. Yakın zamanda sevgili Mabel’in
    Fatih’inde Aşk Çeşmesi’ni doğurduk. E, Her Yerde Kar Var’ı siz demiştiniz
    zaten. Daha ne olsun?Hazırladığımız bir sürü şarkı ve beni heyecanlandıran
    hikayeler var önümde. Mesela çeşitli ödüllerle bizi gururlandıran Kedi’nin
    uzun metraj animasyon filmini yapmak istiyoruz Undram Batdelger ile.
    Bayıldığım bir rapper ile bir şeyler pişiriyoruz. En sade ve en beklenmedik
    hallerimi deneyimlediğim zamanların melodilerini kaydediyorum.
    Sözümden yolun başında caydığım projeler oldu, çünkü bu aralar kendi
    takvimime göre yaşamak istiyorum.


    5-) Geçtiğimiz sene “Eski Dünyanın Yangını” adında bir kitap yazdınız.
    Kitabın yapım sürecinden ve nasıl geri dönüşler aldınız? Gelecekte yeni bir
    kitap yazma projeniz var mı?


    ‘İlk romanı yazabildiysem her şeyi yazarım artık’ hissi var kalbimde.
    Reklamcılık zamanlarımdan, çocuk kitaplarım var. Çocuk kitapları yazmaya
    da devam edeceğim. Romanın imza günleri başta olmak üzere tüm buluşma
    ve karşılaşmalarda öyle zarif, derinlikli, dostane ve sevgi dolu sözler işittim
    ki. Öyle tatlı insanlarla sarıldık ki. Öyle anlaştık ki. Hazırlığı, kendimi bir
    kere daha doğurmamı gerektiren bu roman böylelikle anlamını bulmaya
    başladı. Edebiyatçı olayım, yazar olarak anılayım diye yazmıyorum.
    Mecburiyetten yazıyorum yazmayı öğrendiğimden beri. Şiddet, çürüme,
    kültürsüzleşme, yoksulluk, imkansızlık, sınır ihlalleri, cinayetler,
    patlamalar… Yazmadıkça beni canavarlaştıran kötülükler gördüm çünkü.
    İfade etmedikçe beni yalnızlaştıran hayaller tuttum içimde sessiz. Bana en
    iyi gelen, iletişim kurmak ve içimdekileri seslendirmek. Kelimelerin aheste
    yürüyüşlerini
    dinlemek ve acele etmek zorunda olmamak harika. Eski Dünyanın Yangını
    içimden çıkana dek kendime çok zulmetmiştim. Yapabilir misin? Seni
    sayacaklar mı bakalım? Bu yayınevi batıyormuş, bu genel yayın müdürü
    benim dilimi sevdiği bir erkek edebiyatçının kurgusuna oturtmaya
    çalışıyormuş, kağıt artık tonla satılmıyormuş, kitap basmak ahmaklıkmış,
    sesli kitapları yapay zekaya okutacaklarmış..
    Yeni üretimlerimde giderek daha az baskılanmak istiyorum hem
    kendimden hem elalemden yana.


    6-) Size geçmişten bir anı hatırlatacağı için bir filmi veya şarkıyı
    açamadığınız zamanlar oldu mu? Bunlar hangi şarkı veya film?


    Oldu, ancak beni çok acıtan şarkıyı aşırı kolpa bir dizinin kolpa finalinde
    çaldıklarında çok güldüğümü hatırlıyorum. Bugünlerde sanatsal
    üretimleri, insanların bana yaptıkları ya da benim onlara yaptığım
    hıyarlıklardan ayrı tutmayı öğreniyorum.


    7-) Bizler yalnız kaldığımızda çoğu zaman sizin şarkılarınızı açarız. Siz
    yalnız kaldığınızda hangi şarkıları dinlersiniz? Bağımlısı olduğunuz son üç
    şarkıyı bizimle paylaşır mısınız?


    Yahu siz ne tatlısınız. Ben de size bayılıyorum ve de beni paylaştığınızda
    aşırı seviniyorum. Son günlerde Rodriguez ve Sinead O’Connor’ın yıldız tozu
    olmaları şerefine sık sık Sandrevan Lullaby - Lifestyles ve You Made Me The
    Thief Of Your Heart dinliyorum.
    Tindersticks - Another Night In, Skin - Lost Without You, Sevinç Tevs - Ve
    Ben Yalnız aklıma gelen ilk melankoli hançerlerim.


    8-) Son zamanlarda festival yasakları oldu. Bundan önce de gece yarısından
    sonra müzik yasağımız vardı. Sizler bu politikalar hakkında ne düşünüyor
    ve neler hissediyorsunuz?


    Utanç, kaygı, hüzün ve derin bir kaybolmuşluk hissediyorum önce.
    Çarpışma ve ezilmenin aklımda yarattığı etkiler hafifleyince mücadele
    alanları ve yeni yöntemler belirleme çabası aktifleşiyor. Sürekli çabalıyor,
    bu kadar engel olmadan hatta bi de kurumlarca desteklenerek üretseydim
    neler olurdum diye düşünüp kendimi yaralamamaya kasıyorum. İnsan
    delirir yoksa kendi memleketinde sanat üretebilmek, mesleğini icra
    edebilmek ve sevgiyi paylaşabilmek için neleri feda ettiğini sık sık
    düşünmeye başlarsa.


    9-) Bu zamana kadar çok fazla sahne aldınız ve almaya devam ediyorsunuz.
    Sahne öncesi mental olarak nasıl hazırlanıyorsunuz? Sahneye çıktığınızda
    neler hissediyorsunuz?


    Ev temizliğinden mahalle kedilerini beslemeye araba sürmekten kostüm
    bulmaya kadar bir sürü stresli ve yorucu eylem kovalıyorum. Bazen de
    oturup konseri beklediğim sakin günler oluyor. Bir totemim, mantram, özlü
    sözüm yok sahne öncesi. Kaygılı ve endişeliyim diye sakinleşmek için nefes
    alıp vermeyi, dans etmeyi seçiyorum. Yaş ilerlerikçe azaldı bu kaygı/endişe
    ancak yok olmadı. Hoşuma da gidiyor o alın teri, aşkımın teli gerilimi
    açıkçası. Ekiple muhabbete düşmek, birinin doğum gününü kutlamak,
    kulise gelen dostları ağırlamak da mutluluk sebepleri. Sahneye çıktığımda
    her şey, hepsi, herkes, ben de dahil, bir arada oluyoruz. Görkemli bir
    yakınlaşma, iç içe geçme, sarılma hali. Kaygılarım uçuyor ancak inanılmaz
    enerjik, hayvani derecede vahşi ve tahmin edilemez derecede dikkatli
    oluyorum sahnede. Ekibin eksiklerini, hatalarını, rahatsız olan bir
    hanımefendiyi, sevgilisine sarılan adamı, uyuyan bebeği, şişenin
    düşüşünü… Her şeyi fark ediyorum. Zamanda sıvılaşmak gibi bana göre.


    10-) Maalesef röportajımızın son sorusuna geldik. Bizler sizin muhteşem
    konuşmanıza hayran kalıyoruz. Açıkçası sizi dinlerken derin düşüncelere
    dalıyoruz ve sanki ailemizden biriyle konuşuyormuşuz gibi oluyoruz. Son
    olarak dinleyicilerinize veya herkese neler söylemek istersiniz?


    Size ve tüm Listenary ailesine kollarımı aça aça sarılırım. Yolumun başında
    da vardınız, yine varsınız, hep olun e mi?
    Ve beni, müziğimi, anlattığım hikayeleri kalbine yakın yerlere, hatta
    kalbine koyan herkesi - kollarım iyi yana açık - dünyalaaaaaar kadar
    seviyorum. Kendimde iyi ve güzel olabilecek ne varsa sizlerle paylaşırken
    konuşurken şarkılarla dans ederken keşfedebiliyorum. Şükran doluyum.
    Dilerim tüm hayatların kıymetli, tüm insanların eşit ve tüm yaşama
    eylemlerinin serbest olduğu özgür ve baharlı günler var ediyoruzdur el ele.
    Öpcükler ve bu can sorulara teşekkürler.

     

     Bizler de Kalben Hanım'a çok çok teşekkür ediyoruz ve çok çok seviyoruuuz. Keşke hiç bitmese dediğimiz röportajlardan oldu :) 

     Röportajda emeği geçen başta Kalben'in ekibine ve Listenary ekibine çok teşekkür ediyorum. 

     Soru hazırlama sürecinde ve diğer tüm süreçlerde bana yardım eden Nisa Demirel'e ne kadar teşekkür etsem az olur. İyi ki varsın. 

     Fotoğraflar: Hakan Bintepe, Begüm Ars.

      Yazarlar: Kutay Demir ve Nisa Demirel

     


    Yorumlar (4)
    • Böyle güzel sorular karşısında tüm samimi ve kalpten cevapların için teşekkürler canımın içi Kalben💜Emeği geçen herkese teşekkürler

      • Bazen zekana yetisemedigimi hissediyorum Kalben.Seni çok seviyorum.Sahnedeki o tatlı hallerin bizi görmek isteyip sahne ışıklarını bize yönlendirmen, aramıza karışıp bizlerin gözünün içine bakman öyle değerli ki..Sana tüm kalbimle sarılıp öpüyorum.

        • Kalbeni müziğin kraliçesi yapan kim

          • Kalben ikon kadın ya

            Yorum Bırakın

            Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.