Advertisement
Advertisement

Bir Öğretmenin Yaşamı

Bir Öğretmenin Yaşamı
  • 2
    0
    0
    0
  • Ne için yaşıyoruz? Neden okuyoruz? Hayat zaten bu kadar zorken akademik kariyer bunalımları, üniversiteyi kazanmak, üniversiteyi okumak ve bitirmeye çabalamak gibi sürünceler eşliğinde çırpınıyoruz. Ne olmak istediğini biliyor musun mesela? Ben hep biliyordum. Ne olursa olsun öğretmen olmak istiyordum. Çok severek çok isteyerek çok emek vererek ve dereceyle bitirdim okulumu. Öyle bir istek ve heves vardı içimde. Sonrasında hemen yüksek lisansa başladım yine eğitim alanında bir bölümde. O zamanlar böyle umutsuz ya da yorgun değildim hep bir umudum bir istek ve hevesim vardı benim. Onlardı beni ayakta tutan güçler belki de. Akşamları yüksek lisans gündüzleri öğretmenlik yaparak geçti bir sene. Söz konusu bir sene benim hayat ile tanışmamdı. Ücretli öğretmenlik yapıyordum ama yaptığım işi öyle kutsal belirlemiştim ki dokunabildiğim her çocuk beni dünyanın en mutlu insanı yapmaya adaydı. Ben mutluydum. Öğrencilerimi o kadar seviyordum ki değil başka bir iş yapmayı başka bir sınıfın öğretmeni olmayı bile düşünemiyordum o zamanlar. Öğretmen olanlar bilir ilk sınıfın yeri hep ayrıdır. Nitekim öyle de oldu ben o çocukları hiç unutmadım, dilerim onlar da beni unutmamıştır. Gel zaman git zaman aradan yıllar geçti. Ben çok çabaladım, atanmak için hep hayalim olan köy okulunda öğretmen olmak için ama olmuyordu işte ve şu an varlığımdan emin olduğum kadar artık atanamayacağımdan da oldukça eminim. Yıllarca emek verdiğim okula yüksek lisansa ikinci bir üniversiteye rağmen hala ücretli öğretmenlik yapıyorum. Bu sene devam edip etmeyeceğinden emin değilim hala. Elimde telefon milli eğitimden gelecek bir haber bekliyorum çocuklarıma kavuşmak için. Çok değil belki 10 sene önce mezun olmuş olsaydım belki atandığım okuldan yazıyor olurdum bu satırları. İş kaygısından çok yaşadığım şey çocuklardan uzak kalmak korkusu. Yaptığım şeye hiçbir zaman iş olarak bakmadım. Para kazandığım bir şey değildi o benim için ama yine az da olsa kazandığım parayı hak ederek kazandığıma inanıyorum. Çok emek verdim ama hep isteyerek. Bugün bu satırları yazıyorum çünkü artık patlama noktasını geçtim. Yaz tatili biterken, kadrolu öğretmenler çoktan ders programlarını almış öğrencilerine kavuşmayı beklerken ben umutsuzluğun pençesinde kendimle yüzleşiyorum sanki. Öğretmenlik çok kutsal dostlarım evet hele ki bir sevdaysa bu içinizde ayrıca bir kutsal umarım hak eden bu işi gönülden yapan herkes bir gün hak ettiği yere gelir. Hayat zaten zorken kim bilir hangi meslek grubu insanı ne hayallerle okudu, ne hayallerle bir işe girdi şimdi neler yaşıyor? Çok kötü bir zamana geldik, hepimiz için güzel şeyler dilemekten başka bir şey gelmiyor elimden. Bu günleri psikolojimiz daha da elden gitmeden atlatabiliriz umarım ki. 


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.