Yalnızlığımı askıda bıraktım içeri almadılar,
yağmurun yağmasını bekledim dışarı çıkarmadılar,
içimde büyüyen tek şey sessizlikti.
Suskun bir yüreğin bakış açısıyla pencerenin perdelerini aralayamadım;
kornişlerin birbirlerini istemsizce sürüklemelerine dayanamazdım.
İçerisi gündüz karanlığıydı; belki de gece aydınlığı
Dışarıda sokak lambası yanmıyordu, sanırım saat henüz 8’e varmamıştı.
İçeriye yansıyan bir şey vardı o da sessizlikti tıpkı içimde büyüyen o şey gibi.
Askıda bekleyeni kurtaramadım.
Yalnızlığım, beni bekleyen bir şey olma yolunda ilerledi.
Yağmur yağmayacaktı, kuraklık kapıdaydı.
Kapıda olanın eli kapı ziline ulaşmıştı.
Var olan tek şey gürültüydü, kuru bir gürültü, ıslak bir ıslık ve alkışlar...
Nedense;
Bu satırları başa alamadım,
kaçıncı satırdayım sayamadım,
sanırımlı bir geçiştirme evresini aşamadım,
bu geçmişi buraya bıraktım.
Yorum Bırakın