İnsanlar tarafından üzülmek için doğmamıştım.
Göğüs germedim acılara.
Her şeyi kucaklayan bakışlarımın keskin silüetime yansıyan parçacıkları,
bileklerimi kestiğim güne işaret etmişti.
Bir intiharı yutmuş ama sindirememiştim.
Ölmek için çabalarken hayata tutunmaya gayret ettiğime kendimi nasıl inandırabildim ki?
Bilmiyorum.
Bilgiçlik taslayabileceğim zamanları, çocukluk yıllarımı, çoktan aşmıştım.
Ekmek kırıntılarının biriktiği açlığım silkelenmekliydi.
Birer birer Tuna'dan kapına kadar.
Sen bana huzur olana kadar.
Ben sana...
Yorum Bırakın