İhtiyar

İhtiyar
  • 0
    0
    0
    0
  • Dilini rütbe eyleyip saldırırsın
    Kırk yıl uzaktaki ecdadına
    Keskin bıçakların anksiyetik tercümesiyle
    En ağır adam yaralamaların gasp süsü verilmesine
    Ve içtenlikle, öfkeyle
    Dokuz milimetrelik bir kurşun kovanıyla
    Belki eski zamanda manyetiği bozulmaya yüz tutmuş ‘Tanita’ çakmağın
    Son doyum eşiğinde bir çığlıkla ihtiyar.


    Biz seninle iri kıyım kavgaların manifestosuyla
    Bir mezar taşının denize bakan derinliğinde iki ceset gömdük
    İki ceset ihtiyar, birisi senden/ ikisi benden
    Biz Seninle Sultanahmet’te
    Ve Taksim’de
    Belki Beykoz
    Biraz olsun Bostancı semâlarında
    Borcumuz olan orucumuzu dualar eşliğinde açtık


    Meşk kalpazanlarının zehirli hançerleri batmıştır elbet gırtlağına
    Dünya acımaz zorla sırtını da çevirir
    Sen yanacaksın, ben yanacağım
    Gök yanacak ihtiyar
    Öleceğiz kan kıyamet
    Bir inkar bir eziyet
    Ellerimden hasret akıyor
    Düşmeyeceğim ihtiyar.


    Yaşayacağız elbet, doğmamış günlere ithafen
    Güneşi doğuracağız dağların arkasından
    Sendeleyeceğiz ihtiyar
    Duvar olacağım
    Ne Berlin’e benzeyecek ne Kudüs’e
    Ne Marx konuşacak ne de Engels
    Sen varsın ben varım
    Bana dayanacaksın, yıkılmayacağım


    Yıkılmayacağım ihtiyar.

    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.