Bir Bahar Masalının Gizemi: Botticelli'nin Primavera Tablosunun Hikayesi

Bir Bahar Masalının Gizemi: Botticelli'nin Primavera Tablosunun Hikayesi
  • 13
    0
    0
    1
  • Her tablonun hikayesi önce sanatçının hikayesini getirir. Tabloyu anlamadan önce sanatçının tanınması ve çalışmalarının incelenmesi, tablonun ruhunu anlamak için önemli bir adımdır. Sanatçının geçmişi, tarzı ve düşünceleri, tablonun yaratılış süreci ve anlamını daha iyi kavramamıza yardımcı olabilir. Sanatçının hayat hikayesi ve sanat eğitimi, onun tabloyu nasıl yarattığı ve hangi teknikleri kullandığı konusunda önemli ipuçları sağlayabilir. Ayrıca, sanatçının yaşadığı dönem ve çevresel etkiler de tablonun anlamını etkileyebilir.Düşüncelerini ve felsefesini anlamak da tablonun anlamını derinleştirebilir. Sanatçının dönemindeki sanatsal, entelektüel veya felsefi akımlara olan yakınlığı, tablodaki temaları ve sembolleri açıklığa kavuşturabilir. Bu bilgiler tabloya karşı bakış açınızı değiştirebilir. Bu yüzden önce Botticelli'yi biraz keşfedelim.


    Sanatçı Hakkında:

    Fra Flippo Lippi’nin öğrencisi, asıl ismi Alessandro di Mariano Filipepi olan Sandro Botticelli 1470’te kendi atölyesini kurar ve Floransa ekolünün  parlayan ustalarından biri haline gelir. Bu ekolün en temel özelliklerinden birisi çizgiye önem vermesidir ve çizgi açısından da en zarif dokunuşları yapan kişi şüphesiz ki Botticelli’dir. Sandro Botticelli'nin 1482 yılında tamamladığı "Primavera" tablosu, Rönesans döneminin en ünlü sanat eserlerinden biridir. Tablo, İtalyan mitolojisinde baharın sembolü olan ve aşk tanrıçası olarak bilinen Venüs'ü ve onun etrafında yer alan bir grup mitolojik figürü tasvir eder.  Rönesans İtalya'sında, Floransa'nın zengin aileleri için yapılan sarayların duvarlarını süslemek için yapılmıştır. Tablo, 1478-1482 yılları arasında yapılmıştır ve bugün Floransa Uffizi Galerisi'nde sergilenmektedir. 


    Eser Analizi & Kompozisyon Düzeni:

    Tablo, Venüs'ün ortasında yer aldığı bir kompozisyonla başlar. Kompozisyon, hareket eden bir çizgiye dayanmaktadır. Bu hareket çizgisi, tablonun enerjik ve dinamik bir atmosfer yaratmasına yardımcı olur.


    Kompozisyonun solunda üzerinde kırmızı bir giysi ve kılıcıyla genç bir erkek figürü yer almaktadır. Bu genç erkek figürünün ayakkabılarında kanat bulunmaktadır ve elindeki yılan dolanmış çubuğu ile küçük bir bulut yığınını dağıtırken tasvir edilmiştir. Bu genç erkek, Zeus ve Maia’nın oğlu Hermes’dir. (Merkür) Hermes, hem tanrıların habercisi hem de baharın müjdecisi ve kış rüzgârlarının kovucusu olarak kabul edilmektedir. Sağ eliyle bir yeri işaret etmektedir. Sandro Botticelli burada şair Poliziano’nun bir şiirinden etkilenir. Şiirdeki koruyucu imgesinin yerine Hermes’i koyar ve onu bu bahçenin koruyucusu, Tanrı ile insanlar arasındaki bir aracı olarak görevlendirir.

    Hermes'in hemen yanında el ele tutuşmuş üzerinde şeffaf giysiler olan üç kadın figürü yer almaktadır. Bu dans eden  “Üç Güzeller” baharın gelişini kutlamaktadır. Zeus ve Eurynome’nin kızları olan Üç Güzeller, mitolojide “Kharitler” olarak da geçer. Göze hoş olanı simgeleyen tanrıçalar olan Kharitler’in isimleri de parlaklık, ışıltı ve güzellik anlamına gelen “kharis”  ile ilgilidir. Kharitler çiçek ve yemiş veren doğanın olduğu kadar, insan yaşantısını güzelleştiren, hoş kılan şeyin de kişileştirilmişidir. Sanat etkinliklerini esinleyen tanrıçalardır. Sayıları ve adları çağlara ve bölgelere göre değişir.


    Üç Güzeller: Aglaie (ışıltı) Kharitler’in en gencidir; Euphrosyne(sevinci, neşeyi) ve Thalia (gençlik, tazelik ve güçlenme) ifade eder.

    Tablonun ortasında yer alan Venüs'ün hemen üstündeki çocuk figürü. Aşk ve tutkunun sembolüdür. Portakal ağaçlarının arasında betimlenmiş bir şekilde durmaktadır. Başının hemen üzerinde yer alan oğlu Eros aşk okları atmaktadır. Eros’un gözlerinin bağlı olması “aşkın gözü kördür” bağlamlı bir mesaj içermektedir.William Shakespeare Bir Yaz Gecesi Rüyası’nda ” Aşk gözlerle bakmaz ama zihinle bakar; ve bu nedenle kanatlı cupid kör resmedilir.” demiştir. Bunun yanısıra gözlerin bağlı oluşu güzelliği gözlerle değil kalple algılamamız gerektiğini vurgular.

    Primavera merkezinde yer alan figür ise Venüs’tür.  Venüs/Afrodit eski Yunanlıların aşk, güzellik, döl bereketi ve hayat tanrıçasıdır. Venüs, eteklerinde sarı çiçekler ve turuncu bir elbise ile resmedilmiştir. Başı diğerine göre sağa doğru eğiktir. Meryem’in tasvirlerini andıran bir duruş ve pelerinli giysi göze çarpar. Etrafında, baharın işaretleri olan güller ve portakal çiçekleri ile dolu bir çiçek bahçesi vardır.

    Venüs'ün hemen yanında, sayısız sembolik çiçek ve filizlerle süslemiş kadın figur bulunmakta. Bahar tanrıçası ve Roma mitolojisinde şafağı temsil eden Flora. Açık renkli kıyafetleri ve yemyeşil bahçesiyle, baharın sembolüdür. Ayrıca sağ kolunda taşıdığı çiçeklerle bereket ve doğurganlık sembolize edilir.

    Flora, hemen yanında batı rüzgarı olarak bilinen Zephyros ile birlikte betimlenmiştir. Bu figür, hikayeye göre Zephyr tanrısıdır. Etrafında, baharın diğer işaretleri olan turunçgiller ve meyveler görülür. Sağ tarafta yer alan bu figür, Chloris ve Zephyr'ün hikayesine atıfta bulunarak, baharın yenilenme ve yeniden doğuşu sembolize eder.  Rüzgar tarafından uçurulan kadın figürü. İtalyan edebiyatında "Flora" olarak da bilinir ve baharın sembolüdür.  Flora kompozisyonun sağ ve sol taraflarını bağlamaktadır. Botticelli bu tabloda Romalı şair Ovidius’un Metamorfozis (Dönüşümler) adlı eserinden etkilenmiştir. Ovidius kitapta baharın başlamasının, nymphe Chloris’in Flora’ya dönüşmesiyle gerçekleştiğini söyler: ” Bir zamanlar Chloris’tim şimdi adım Flora.”. Chloris bunu söylerken ağzından çiçekler dökülmektedir ve artık bahara dönüşüyordur. Bahar tanrıçası Flora, aslında varlığını bir metamorfoza borçludur. Başlangıçta o, batı rüzgarlarının tanrısı Zephyros ona dokunana dek Kloris diye bilinen bir peridir. Bir bahar günü bakire peri Kloris açıkta gezinmektedir. Chloris, hikayeye göre, Zephyr'in aşkına karşılık vermiştir. Zephyr, onu dağlarda, ormanlarda dolaştırarak güzelliğini ve gençliğini keşfeder. Bir gün Chloris'in isteği üzerine ona çiçeklerin kraliçesi olacağına dair bir söz verir ve Chloris, Flora adını alarak yeryüzünün çiçeklerinin koruyucusu olur. Zephyros onu farkeder, o kaçar ama Zephyros o kadar güçlüdür ki sonunda Kloris’i alt eder. Zephyros’un dokunuşuyla o Floraya dönüşür ve ağzından nefesiyle birlikte çiçekler dökülür; Botticelli resminde Zephyros’un uçuşunu ve dokunuşunu açıkça tasvir etmiştir. Botticelli tarafından tasvir edilen resmin evlilik konusuyla bağlantılı olduğu açıkça görülmektedir; Zephyros, bakire periyi sadece bahar tanrıçası Floraya dönüştürmekle kalmamış aynı zamanda onu kendine eş olarak almıştır.

    Tablodaki Renklerin Anlamları:


    Sarı :Baharın güneşi, hayatın coşkusu
    Yeşil: Doğanın yeniden canlanması, tazelenme
    Mavi: Gökyüzü, barış, saflık
    Kırmızı: Aşk, şehvet, tutku
    Beyaz: Masumiyet, saflık 

    Hikayesi :

    Tablo, bir bahar sahnesini tasvir etmektedir ve mitolojik figürlerle doludur. Kompozisyon, sağdan sola hareket eden bir çizgiye dayanmaktadır. Solda, rüzgar tanrısı Zephyr ve aşk tanrıçası Cloris uçar. Zephyr, Cloris'in eteğini tutarak birbirlerine yakınlaşır ve çevredeki çiçeklerin etkisiyle onu öper. Bu hareket, doğurganlık ve yenilenmenin sembolüdür. Tablonun merkezinde, aşk tançısası Venüs yer alır. Venüs’ün üzerindeki kanatlı melek Eros’tur. Venüs'ün hemen yanında baharın tanrıçası Flora figürü yer alır. Etrafında, çiçekler ve ağaçlarla dolu bir bahçede durur. Flora'nın beyaz elbisesi, baharın saflığını ve masumiyetini yansıtır. Bir kolunda buket çiçek taşırken, diğer elinde bir ipek çiçek dokuma bulunur. Flora, doğurganlığı, cinsellik ve hayatın yenilenmesini temsil eder. Tablonun sağ tarafında, “Üç Güzeller” baharın gelişini kutlamaktadır. Uyum, güzellik ve zarafet sembolüdür. Onların yanında tablonun en solunda kılıcıyla Hermes yer almaktadır.


    Botticelli bu tabloyu yaparken yüzden fazla çiçek kullanır aynı zamanda bunlar o dönemde var olan gerçek çiçeklerdir. yabani çiçeklerle dolu bir orman vardır ve uzaktaki tepelerde, denizde yüzen gençlerin bulunduğu bir manzara yer alır. "Primavera" tablosu baharın gelişi, doğurganlık, aşk ve yenilenme konuları etrafında döndüğü düşünülmektedir. Ayrıca, Floransa'nın Medici ailesinin politik ilişkilerine de işaret ettiği düşünülmektedir. 


    Tüm bu figürler, çiçekler, bahar ve mitolojik sembollerin bir araya gelmesi, doğanın yenilenmesi ve yeniden canlanması temalarını yansıtır. Botticelli İlkbahar tablosunun her figürünü ince ince işlemiş, resmin içine yumuşakça kondurduğu çiçekleri ile siyah bir fonda dahi içimizi aydınlatan bir kompozisyon oluşturmuştur.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.