Güneşe Tapan Günebakan Çiçeğinin İmkansız Aşkı: Tanrı Apollon & Klytie

Güneşe Tapan Günebakan Çiçeğinin İmkansız Aşkı: Tanrı Apollon & Klytie
  • 14
    0
    0
    1
  • Sanatın, müziğin ve güneşin tanrısı Apollon, kendisini yorgun hissettiği bir akşam Phtya kıyılarına iner. Bu huzur dolu ortam, uzun süredir savaştan başka bir şey görmeyen gözleri için cennet gibi gelir. Kıyıda yürürken kulağına bir şarkının büyülü melodisi çalınır ve olduğu yerde kalakalır. Şarkı bitinceye dek bu eşsiz sesi dinler ve sesin sahibi ile tanışmak ister. Kendini görünmez kılar ve ilerlemeye başlar.
     
    Şarkıyı söyleyen kişi o güne dek Apollon’un görmediği güzellikte bir genç kadındır. Üzerinde bembeyaz bir elbise vardır ve boynunu incilerden yapılmış bir gerdanlık süslüyordur .Genç kadın Apollon’un onu izlediğinden habersiz yeni bir şarkı mırıldanmaya başlar, bir yandan da kıyıdaki incileri topluyordur. Bu büyüleyici yaratıktan gözlerini alamayan Apollon, genç kadını uzunca bir süre izler ve ona aşık olur. Ondan daha fazla uzak kalamayacağını hissedip genç kadına doğru yaklaşır.

    Genç kadın ne olduğunu anlayamaz ve birdenbire karşısında beliren Apollon’dan ürküp geri çekilir. Apollon genç kadını sakinleştirir ve ondan korkmasına gerek olmadığını söyler. Sakince yanına gelip elini tutar ve “Tanrılardan bile güzel olan bu prenses bana adını sunmayacak mı?' diye sorar. Genç kadın, “Adım Klytie. Ayrıca ben bir prenses değil, küçük bir köylü kızıyım. Yaşlı ve hasta babama bakmaktan başka bir işe yaramam” der. Apollon, genç kadına dönüp “Bu büyüleyici güzelliğe sahip biri ya bir prenses olabilir ya da bir tanrıça. Bundan sonra sen benim prensesimsin ve ben de senin hizmetkarınım.” diyerek Klytie’yi sözleriyle büyüler.
     
    Ancak Klytie’nin istediği ne emrinde olacak yüzlerce hizmetkar ne giyemeyeceği kadar çok kıyafet ne de saymaya ömrünün yetmeyeceği denli çok mücevherdir.O yalnızca hasta babasının eski sağlığına kavuşmasını arzular. Apollon, Klytie’nin dileğini yerine getireceğini ama karşılığında ona sahip olmak istediğini söyler. Klytie, Apollon’un isteğini kabul eder ve babası iyileşir iyileşmez Apollon ile birlikte Olympos’a gider. Klytie, sevgilisinin kollarında hiç olmadığı kadar mutludur...
     
    Klytie’nin gözü aşkından başka bir şey görmese de Apollon için durum aynı değildir. Klytie'ye olan aşkı gün geçtikçe azalıyordur. Apollon, ölümsüz bir tanrı olarak sonsuza dek Klytie’ye bağlı kalamayacağını biliyordur, üstelik ondan sıkılmaya da başlamıştır. Genç kadını uzun zamandır görmediği babasının yanına gitmeye ikna eder. Apollon’un amacı onu orada bırakıp gitmektir. Apollon’un niyetinden habersiz Klytie ise babasını göreceği için sevinç içindedir. Bütün bir günü babasıyla birlikte geçiren ve onunla hasret gideren Klytie, akşam Apollon'un onu alması için ilk karşılaştıkları yerde beklemeye başlar. Ancak Apollon ne o gün ne de ondan sonraki günler Klytie'yi almaya gelmez. Genç kadın, içten içe Apollon'un onu terk ettiğini biliyor ama bir ihtimal gelir diye sahilden adım atamıyordur. Karnı acıksa ve susuzluktan ölse bile o sahil kenarında beklemeye devam eder. Tek yaptığı deniz suyundan içmek ve Apollon'u beklemektir.
     
    Klytie'nin bu hali Deniz Tanrıçası Thetis'in dikkatini çeker ve genç kadına üzülen Thetis, soluğu Klytie'nin yanında alır. Bitap halde sahilde yatan Klytie'ye Apollon'un geri dönmeyeceğini ve onun ardından yas tutmayı bırakıp babasıyla huzurlu bir hayat yaşamasını söyler Thetis. Ancak Klytie bu sözleri duyduktan sonra ağlamaya başlar ve gözyaşları bir hafta boyunca durmaz. Apollon'u hem seviyor hem de ondan deli gibi nefret ediyordur artık...
     
    Ağzına tek lokma koymayan Klytie, bir haftanın sonunda gözlerini sonsuza dek yumar. Apollon, kalp kırıklığı içinde ölen genç kadının bedenini "heliotrope" yani "günebakan çiçeği"ne çevirir. Günebakan çiçeği, Apollon'a olan sevgisini göstermeye devam eder. Ne zaman güneş açsa yüzünü ona doğru döner ve aşkına karşılık bulamadığı için boynu hüzünle bükülür...

    Günebakan çiçeği mitolojik hikayesi ve anlamından dolayı, hayranlığı ve romantikliği simgeleyen bir çiçektir. Akşama kadar güneşe dönük yüzleri ile güneşten beslenirler. Akşam olup güneş gittiğinde ise boyunlarını bükerler. Ertesi gün güneş çıktığında tekrar güneşe dönük yüzleri ile açarlar. Her gün devam eden bu ritüel, onu çiçekler arasında ki en romantik çiçek yapar.


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.