Advertisement
Advertisement

NEFES KESEN BİR LİVANELİ KLASİĞİ: Kardeşimin Hikayesi

NEFES KESEN BİR LİVANELİ KLASİĞİ: Kardeşimin Hikayesi
  • 9
    0
    0
    1

  • Livaneli 'nin Serenad kitabından sonra heyecanla sıraya aldığım fakat geç okuduğum için bir o kadar da pişman olduğum  Kardeşimin Hikayesi romanından bahsetmek istiyorum! Kalemine ve eserlerine son derece hayranlık ve saygı duyduğum bu yazarın Serenad romanı konusu, akıcılığı, karakterleri ile daha iyisi olamaz diye düşündürtürken beklentimi tekrardan zirveye çıkaran bu romanı tek solukta bitirdiğimi itiraf etmeliyim… 

         

    Romandan bahsetmeden önce kitabın dikkat çekici kapak resminden bahsetmek istiyorum. Bu eser gerçeküstücülük akımının en önemli temsilcilerinden olan Belçikalı ressam René Magritte tarafından 1928'de resmedilmiş. Daha esere ilk bakışta, insanın içine huzursuz ve gizemli bir his yükleyen bu tablonun adı ' THE LOVERS '. Adından da anlaşılacağı üzere Magritte bu eserinde iki aşık insanı yoruma açık bir şekilde resmetmiştir. Kimi yorumlar 'aşk insanın gözünü kör eder.' şeklinde olurken kimi yorumlar ise tabldaki çiftin yüzlerine dolanmış kumaş parçasından dolayı  'Gerçekten aşık olduğumuzda tüm engellere rağmen karşımızdakini en içten şekilde tanıyabilir miyiz?' sorusunu ortaya çıkarmaktadır. Romanı okuduktan sonra daha anlamlı ve sorgulayıcı gelen bu tablonun romanın kapak resmi olması zannımca çok isabetli olmuş.

    Kardeşimin Hikayesi bir balıkçı kasabasında cinayete kurban giden bir kadının hikayesi ile başlar. Zülfü Livaneli bir röportajında bu romanı yazmak için Tayland'a bir kasabaya gittiğini söylüyor. Romanı yazmak için değil yaşamak için gittiğini de belirtiyor. İlk bakışta bir cinayet romanı gibi görünmesine rağmen roman aşkı konu almaktadır. Fakat dikkat çeken duygu sadece aşk değil; merak, unutmak, kıskançlık..

    Sadece aşk ile harmanlanmış bir cinayet romanı olmakla kalmayıp dönemin Sovyet Rusya iç karışıklığını yansıtan, kurgu ile birleştirilen bu roman okura ara ara güzel bilgiler vererek anlatılmak istenen asıl olgunun daha iyi anlaşılmasını sağlamaktadır. Aslında oturup araştırmayacağımız şeyleri cümleler arasında vererek merak uyandırırak derin bilgiler edinmemizi de kolaylaştırmaktadır.  Zülfü Livaneli'nin kalemini göz önünde bulundurursak aslında çok da şaşırtıcı bir durum değil.

    Kardeşimin Hikayesi kurgu ile gerçeğin karıştığı, 'Hikayeler nerede başlar, gerçek nerede biter?' sorusu ile yüzleştiren bir roman. Aslında hayatımız boyunca karşımıza çıkan insanları hiçbir zaman tam olarak bilemeyiz tanıyamayız. Çünkü herkesin anlattığı şeyler kurgu içerir. Kimisinde daha az, kimisinde daha çok. Romanda geçen gazeteci kız vesilesiyle merak duygusunu da derinlemesine bir boyutla görmüş oluyoruz. İnsanın en temel duygularından biri olan merak, her kapının her kurgunun, her gerçeğin belki her başarının ya da başarısızlığın başlangıcı değil midir?.. Somut tarafından ziyade soyut yanından bakıldığında toplumun temeli bireydir, birey olmazsa toplum olmaz. Roma hukukunda 'ubi homo, ibi societas' (nerede birey, orada toplum) ilkesi buna karşılık gelmektedir. Buna bağlı olarak merak duygumuz sayesinde farklı bireylerle iletişime geçer , onları tanımaya çalışır, hayatlarını merak ederiz. Bunun sonucu olarak da küçük topluluklar olarak var olmaya başlarız. Başlangıç olan şey merak duygusudur. Roman da bunu bize açık şekilde göstermektedir. Duygusuz bir hayatın olamayacağını baş karakter ile vurgulamaktadır.

    Kitapta asıl karakter olan Ahmet ARSLAN sayesinde hatırladığım şeyi sizlerle paylaşmak istiyorum: Değişen zaman koşullarında, bireyciliğe giden bir dünyada ,  hayatımızda iyi olan ,güzel olan şeyleri paylaşırken kötü taraflarını bertaraf ederek sanki kendimiz dışında herkesin mükemmel ve sıkıntısız bir hayatının olduğu düşüncesine kapılıyoruz. Merak ediyoruz, bakıyoruz o hayatlara ,çoğunlukla da imreniyoruz. Demem o ki herkes 'öteki' ni kendi 'ego' penceresinden seyrediyor. Belki merakla , belki aşkla.. İşte bu nokta kurgunun başladığı nokta.. Son zamanlarda hepimizin okuduğu, gördüğü, tanık olduğu Çekim Yasası bile kurgulayarak gerçekleştirdiğimiz bir olgu iken, imrenerek baktığımız hayatlar nasıl sandığımız kadar gerçek olabilir ki ?

                                    

    Romanın bu tarafının yanı sıra somut kısmı için birkaç noktaya değineceğim. Okuduktan sonra yorumları inceledim. Güzel yorumlar kadar eleştiriler de mevcuttu. Öncelikle roman iki kısımdan oluşuyor denilebilir. Cinayetin gerçekleştiği, çözümlendiği kısım ve kardeşimin hikayesinin başladığı kısım. Bahsi geçen ikinci kısım roman için de roman olması ile okuru kendine daha çok bağlıyor. Bunun sonucu olarak da sonu iyi ya da kötü herkesin beklentisine göre değişkenlik gösterse de hiç kimsenin tahmin edemeyeceği bir son ile okurda şok etkisi bırakıyor. En can alıcı kısımlarından biri ise katil,romanda yazar tarafından açığa çıkarılmıyor. Romanı bitirene kadar yazar sizi merak duygusuyla baş başa bırakıyor. Demekki merak her sonun da başlangıcı.:) 

    Aşk tehlikeye açıktır mesajını veren roman aşkın tanımını bambaşka bir evreye getiriyor. Aşk insanın gözünü kör eden , bağlayan bir duygu gibi anlatılıyor. Bence öyle mi ?.. Bilemiyorum, aşk insanın karşısına farklı şekillerde çıkan bukalemun misali insana göre şekil alan bir müessese. Ön yargı oluşturmak istmediğim için Aşk'ın yorumunu sizlere bırakıyorum..:)

    Gerçek ile kurgunun iç içe geçtiği romanları çok seviyorum. Kardeşimin Hikayesi tam da böyle bir roman. Kendimce küçük ilginç bilgiler aldığım bir roman oldu aynı zamanda. Serenad  kitabı da benim için bunları karşılayan bir romandı… Zülfü Livaneli'nin diğer kitaplarını da merak ediyorum fakat şimdilik sırada Huzursuzluk var.

    Bana düşündürttüğü, okuttuğu, ve hatta hatırlattığı şeyleri paylaştım sizinle Kardeşimin Hikayesi'nin. Belki aynı düşüncelerle aynı duygularla aynı satırlarda buluşuruz diye. Kitabı okumayanlar için keyifli okumalar, okuyanlar için ise keyifli düşünmeler…

        


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.