1943'te Kütahya'da dünyaya gelen Tezer Özlü başta Çocukluğun Soğuk Geceleri ve Yaşamın Ucuna Yolculuk olmak üzere az sayıda kitabıyla tanınır. Türk edebiyatının nam-ı diğer gamlı prensesidir. Kimilerince de Oğuz Atay'ın kadın halidir. Birçok almanca çeviri yapan yazar 1983'te Auf den Spuren eines Selbstmords (Bir İntiharın İzinde) adıyla yayımlandığı kitabını Yaşamın Ucuna Yolculuk adıyla Türkçe olarak bir anlamda yeniden yazdı. Yaşamı boyunca birçok yazardan etkilenen Özlü ; Kafka ve Pavese'in yaşadığı , gezdiği , öldüğü yerleri gezerken yazmıştır Yaşamın Ucuna Yolculuk anlatısını. Fazla farkındalığı, fazla gerçekliği, hayattaki kabullenişleri ile Yaşamın Ucuna Yolculuk kitabında buldum kendimi. Duygularla yaşamak gerektiğini anladım.
Öyle an'lar olur ki tarifi çok zordur sizin için. Ne siyahtır ne beyaz. Tezer Özlü tamda böyle bir karakterdir bana göre. ''Ölme isteğim yok, yaşama isteğim olmadığı gibi..'' diyecek grilikte biridir. İnce ruhu ile Pavese'in intihar ettiği odada onu hissetmek değil onu yaşamak için saatlerce kalacak deliliktedir aynı zamanda. Hayatı peşinden sürükleyecek delilikte.. Hayatı, kendi penceresinden bulma peşindedir. Arayıştadır. Bu arayış onu yollara sürükler. Bilir çünkü; yol yanılmaz, yolcu yanılır. O yolda onunla kayboldum, onunla buldum, onunla bambaşka bir perspektiften baktım. Belki karamsarlık kuyusunun dibiydi ama gerçekti. Bana iyi geldi. Her şeyden önce bu ince ruhun gerçekliği beni kendime getirdi.
Bu ruhun kaleme aldığı bazı cümleleri paylaşmak istiyorum sizinle. Aynı gerçeklikte, farkındalıkta, hüzünde , aynı tarifsizliğin içindeki cesarette buluşmak üzere...
“Sizin düzeninizle, akıl anlayışınızla, namus anlayışınızla, başarı anlayışınızla hiç bağdaşan yanım yok. Aranızda dolaşmak için giyiniyorum. Hem de iyi giyiniyorum. İyi giyinene iyi yer verdiğiniz için. Aranızda dolaşmak için çalışıyorum. İstediğimi çalışmama izin vermediğiniz için. İçgüdülerimi hiçbir işte uygulamama izin vermediğiniz için. Hiçbir çaba harcamadan bunları yapabiliyorum, bir şey yapıldı sanıyorsunuz. Yaşamım boyunca içimi kemirttiniz. Evlerinizle, okullarınızla, işyerlerinizle. Özel ya da resmi kuruluşlarınızla içimi kemirttiniz. Ölmek istedim, dirilttiniz. Yazı yazmak istedim, aç kalırsın dediniz. Aç kalmayı denedim, serum verdiniz. Delirdim, kafama elektrik verdiniz. Hiç aile olmayacak insanla bir araya geldim, gene aile olduk. Ben bütün bunların dışındayım.”
"Ülkelerden, sistemlerden, bürokrasiden, demokrasiden, dünyanın tüm savaşlarından, tüm yönetimlerinden, tüm polislerden ve futbol takımlarından artakalan yalnız kendi doluluğumun boşluğu. Kendi bağımsızlığım. Başıma buyrukluğum. Yeryüzü küresinin o herhangi bir ovasındaki ağaç gibi katı ve yalnız."
"Her sevginin başlangıcı ve süreci, o sevginin bitişinin getireceği boşluk ve yalnızlık ile dolu. Belirsizlikler arasında belirlemeye çalıştığımız yaşam gibi"
"İşte bağırıyorum. Ve beni duyan gene benim."
"Bu ve yaşamın birçok anında bu duyguyu algıladın mı. Kendi bağımsızlığını hiç değilse yalnız kendin için yaşayabilmek. Yıkmadan, incitmeden, yorulmadan, yılmadan. Başka biçimde yaşamla bağdaşmaya olanak var mı."
"Yeryüzünün öyküleri sonsuzdur. Biri anlatmayı bitirdiğinde, bir başka yerde, bir başkası anlatmaya başlar."
'Hesaplaşmak için yazıyorum.'-Tezer Özlü
Hesaplaşmak için yazdığınız günler dilerim...
Yorum Bırakın