Hesap

Hesap
  • 10
    0
    0
    1
  • Ukala ukala gülüyordu. Nasıl da tırmalıyordu o ince sesi kulaklarımı. Lanet olsun seni tanıdığım güne. 

    Doğrulttum namluyu ona doğru, "Var mı bir isteğin? Zamanın doluyor." dedim. Kahverengi ve bitkindi gözleri, biraz da kızarmışlardı. Morarmış dudaklar açıldı "Sarılır mısın bana?". Hala acınası ve zayıftı. "Sana sarılamam biliyorsun. Sana kimse sarılamaz." desem bile sıkıca sarılmak istiyordum o incecik bedene. Ellerindeki damarları görebiliyordum. İçlerindeki akan kan kirli ve siyahtı. "Ağlıyorsun Clara." evet ağlıyor ve titriyordum. Tetiği çekmekten korkuyordum. "Sen de ölüyorsun. Beni öldürmene izin veremem ama. Özür dilerim.". 

    Derin bir nefes aldı, her nefesi son nefes gibiydi. " Ben istemedim bunu, kendin yarattın." demesiyle gövdemi saran öfke bir oldu. "Sen niye sarılmadın bana hiç? Niye her canım yandığında sen daha çok yaktın? Senin bana iyi gelmen gerekiyordu öldürmen değil. Güçlü ol istedim kırılgan değil. Beni koru istedim ama artık senden korunamıyorum. Dost musun düşman mı?". Gözleri doldu, haklı olduğumu biliyordu. Çok güçsüzdü kurtarıyordum aslında onu. Dokunsanız kırılacak kollarını yukarı kaldırdı, gözlerini kapattı. "Seni seviyorum Clara.".

    BAM

    Ayna paramparça oldu...


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.