Artık her şey o kadar hızlı ki, koşullar da elverdiği ölçüde, istediğimiz bir yakınımızla istediğimiz mesafeden iletişim kurabiliyoruz. Bir cevap için günlerce veya aylarca beklememize gerek yok. Hatta iletişim kurmak istediğimiz kişi bir yakınımız olmasa dahi ona söylemek istediğimiz şeyi yazıp saniyeler içerisinde gönderebiliyoruz. Bunu istersek herkese açık bir şekilde istersek de sadece muhatabının görebileceği şekilde yapabiliyoruz. Saniyeler içinde sohbetimize bir bağlantı ekleyebiliyor ya da anlatmak istediğimiz şeyi video veya fotoğraf ile destekleyebiliyoruz. Ve bu kolaylık hiç şüphesiz keyifli bir sohbet ortamı kadar hararetli tartışmalara da kapı açıyor. Özellikle karşıdakiyle o an temasın olmadığı, aynı ortam içerisinde bulunulmadığı, belki binlerce kilometre uzakta olunduğu ve belki de karşı taraf ile ilgili herhangi bir bilginin bilinmediği düşünüldüğünde teknolojinin kolaylaştırdığı iletişimin gereksiz bir münakaşa yaratmaya ne denli gebe olduğu görülebiliyor. Fakat hiç endişelenmeyin! Yan yana veya uzakta, mesajla ya da yüz yüze... Neyse ki Schopenhauer'un tüm bu iletişim olayını içinden daha da çıkılamaz bir hale getirmeye ve akışın etrafını demir tellerle çevirip ortamı bir ringe dönüştürmeye yarayan fikirleri var.
ERİSTİK DİYALEKTİK
Schopenhauer tarafından kaleme alınan eristik diyalektik, dilimize tartışma sanatı veya haklı çıkma sanatı olarak çevrilmektedir. Eski Yunanca bir kelime olan ve asırlarca üzerine yazılar yazılan diyalektik kavramı, ortaya çıkardığı en basit anlamlarıyla mantığı, konuşmayı ve tartışmayı içinde barındırır. Aristoteles, Kant, Hegel, Marx ve nice filozofların ellerinde aranılan anlamına oturmak için yoğrulurken 1830'lu yıllarda Schopenhauer tarafından şeytani bir dokunuşla anlamın üzerine farklı bir kumaş giydirilir. Zira, Eristik Diyalektik'in içerisinde yer alan eris kelimesi Yunan mitolojisindeki arabozan ve fesat çıkaran anlaşmazlık tanrıçası Eris'ten gelmektedir. Böylece hem kitabın başlığında hem de düşüncenin içinde yer alan tartışmayı hararetli bir şekilde kazanma isteği, hiçbir utanma belirtisi göstermeden, karşınızdaki insanı alt etmek için her yolun mübah olduğunu söyler.
"Eristik Diyalektik her ne pahasına olursa olsun(per fas et nefas) haklı çıkacak biçimde tartışma sanatıdır."
Schopenhauer, en başta diyalektiğin temeline inerek iki yöntem bulunduğunu açıklar. Birincisi, yani 'ad rem' tezin ve konunun reddedilmesi anlamını taşımaktadır. Buna göre karşı tarafça savunulan konunun hakikati taşımadığı iddia edilir. İkincisi ise daha çok kişiseldir ve Schopenhauer buna, 'ad hominem' ismini vermektedir. Burada ise, muhalifinizin söylemleri yine kendi söylemleriyle çürütülebilmektedir.
Yine yöntemlerde belirtildiği gibi, Schopenhauer, iki adet de yol olduğunu söyler. Karşı tarafça ileri sürülen tez, doğrudan ve dolaylı olarak çürütülebilmektedir. Ve tahmin ettiğiniz gibi her bir yolun da iki alt kategorisi mevcuttur.
Ama bizim için eğlenceli olan tarafı diyalektiğin temelinden, yol ve yöntemlerinden ziyade Schopenhauer'un isimleriyle birlikte tek tek sıraladığı 38 hilenin açıklamalarıdır. Her ne kadar 38 hilenin tümüne burada yer vermesek de daha güncel ve kanaatimizce ilgi çekici olanlarına aşağıda değinmekte yarar görüyoruz. Bu sayede belki siz de tartışma esnasında söyleyemediğiniz ve yatağa yattığınızda aklınıza gelen şeylerden dolayı pişmanlık duymaz; hileleri doğru bir şekilde kullanarak karşı tarafı manipüle eder, tartışmayı kazanır ve çevrenizdekileri korkutarak kendinizden kaçırabilirsiniz.
Hile 8: Karşı tarafı öfkelendirin. Rakibinizi kızdırmak, öfkelendirmek onun dikkatini dağıtacak, doğru düşünmesine engel olacak ve onu tartışma esnasında kendisini daha zayıf duruma düşürecektir.
Hile 14: Yenilmiş olsanız bile zaferinizi ilan edin. Karşınızdaki kişinin vermiş olduğu cevaplar sizin cevaplarınızdan daha iyi ve sizin söylemlerinizi destekler nitelikte de değilse, siz yine de durumun tam tersi olduğunu söyleyip sevinç çığlıkları atın. Bu hile neden olmayan bir şeyi nedenmişçesine ortaya koyarak yanıltma anlamı taşımaktadır. (fallacia non causae ut causae)
Hile 26: Karşınızdaki kişinin argümanını kendisine karşı kullanın. Örneğin, "o bir çocuk ona hoşgörülü davranmak gerekir." dendiğinde "onun bir çocuk olduğu için kötü alışkanlıklardan uzak durması adına cezalandırılması gerektiğini" söyleyerek muhalifinizi terslersiniz.
Hile 27: Karşınızdaki kişinin zayıf noktasının üzerine gidin. Özellikle öfkelendiğini gördüğünüz bir durumda, onu öfkelendiren şeyin aynı zamanda zayıf noktası olduğunu da bilmeniz gerekir.
Hile 30: Argüman olarak mantığı değil otoriteleri gösterin. Seneca, "insan aklını kullanmaktansa inanmayı tercih eder." der. Karşınızdaki kişinin otorite aldığı bir kişi veya şey varsa onu kullanın. Yoksa genellemelere başvurun. Muhalifinizin o anda elinde herhangi bir kaynak olmadığı zamanlarda, yalan söyleyebilir, sözleri değiştirebilir veya gerçekmiş gibi çarpıtabilirsiniz.
Hile 32: Karşınızdaki kişinin savunduğu argümanı nefret uyandıran veya hoş görünmeyen bir kategoriye sokarak onun düşüncelerine bir etiket yapıştırın. Örneğin öyle olmadığını bilseniz bile bir kişiyi ateist veya komünist olmakla suçlayabilirsiniz.
Hile 33: Karşı tarafının düşüncesinin teoride doğru olsa bile pratikte yanlış olduğunu belirtin. Çünkü teoride doğru olan pratikte de doğru olmalıdır. Uygulanamayan ve pratikte doğru olmayan argümanın teorisinde de hata mevcuttur.
Hile 36: Karşınızdakinin kafasını anlamsız sözler ve basit yalanlarla karıştırıp onu serseme çevirin. Ama bunu yaparken bir salak gibi görünmemeye dikkat edin. Alakasız şeylerden bahsederken sözlerinizin tartışmayla oldukça alakası varmış gibi davranmak ve bunu iyi yedirmek zorundasınız. Çünkü Goethe'nin de dediği gibi "İnsan birtakım sözler işitti mi, bunlar hakkında da bir şeyler düşünmek gerektiğine inanır."
Hile 38: Eğer karşınızdaki kişi sizden üstünse ve o tartışmadan haksız çıkacaksanız Schopenhauer, olayı kişiselleştirmenizi, karşınızdakine kaba davranmanızı ve saldırmanızı söyler. Ve son olarak da herkes ile tartışmamanız gerektiğini de ekler. Size denk olmadığınızı düşündüğünüz insanları bırakın çünkü desipere est juris gentium - akılsız olmak da insan hakkıdır.
Yorum Bırakın