Daha evren, evrenle birlikte de yeryüzü varolmadan önce ‘’Khaos’’ varmış. Her şeyin karmakarışık ve birbirinin içinde olduğu bir düzensizlik ortamıymış bu ‘’Khaos’’. Gerçi hiçbir şey belli değildir bu karmaşa ve göz gözü görmezlikte ama tanrısal bir düzensizliktir bu yine de.
Khaos’tan Gaia doğar sonra. Gaia ‘’yeryüzü, toprak’’ anlamlarına gelir. Olympos’ta oturan ya da oturmayan ne kadar tanrı vasa, doğrudan ya da dolaylı olarak, Gaia’nın soyundan gelirler. Sözcük anlamına göre ‘’toprak’’tır Gaia; bütün öteki tanrıların da anası olan. Toprak Ana yani.
Gaia önce, ‘’parthenogenesis’’ (kızoğlan kız olarak doğurma) ilkesince ‘’Uranos’’u (gök), ardından dağları, en sonra da ‘’Pontos’’u (deniz) dğurur babasız olarak. Yaratılışın birinci faslıdır bu.
Gaia, kendi doğurduğu Uranos’la birleşir; bu birleşme onu altısı erkek, altısı dişi titanların, ‘Hekatonheir’’ler denilen yüz kollu Devlerin, alınlarında tek birer gözü bulunan ‘’Kyklop’’ların anası yapar. Pontos’la birleşmesinden deniz tanrıları doğar. İşte tanrıların maceraları da asıl bu doğuşlardan sonra başlayacaktır.
PART 2
Ne var ki baba Uranos canavar görünüşlü oğullarından hiç de hoşlanmaz, gün ışığına çıkaracağı yerde toprağın bağrında saklar onları. Toprak Ana Gaia ise zorundan inim inim inlemektedir. Bir düzen tasarlar kurtuluş için. Ak çeliği yaratır, ondan bir tırpan yapar ve acımasız babayı cezalandırmaları için oğullarını kışkırtır.
Herkes korkar Kronos’un dışında. Kronos annesinin yaptığı tırpanla babasınınhayalarını keser ve bu kanlı parçaları toprağa atar. Uranos’un kanından yıllar sonra öç tanrıları ‘’Erinys’’ler, parlak zırhlı, uzun kargılı ‘’Gigant’’lar (devler), orman perileri doğarlar. Uranos’un dalgalı denize atılan hayalarından ise, güzeller güzeli tanrıça Aphrodite yaşam bulur.
Kronos, evrenin efendisi olmuştur artık. Kardeşlerini yerin altından çıkarır ve kız kardeşi Rhea ile evlenir.
Ne var ki bu güçlü efendi de tedirginlikler içindedir. Kendisi nasıl babasını tahtından indirmişse, kendi oğullarından biri de onu tahtından edecektir. Yazgı böyle çizilmiştir çünkü ve bunu da Gaia ile Uranos söylemişlerdir ona.
PART 3
Bu korkuyla Kronos, kız erkek ayırt etmeden Rhea’nın doğurduğu bütün çocukları yutar. Rhea son olarak Zeus’u getirir dünyaya. Bakar ki en küçük oğlu da kardeşleriyle aynı yazgıyı paylaşacak, yavrusunu korusunlar diye annesi Gaia ile babası Uranos’a yalvarır. Kızının yalvarmalarına dayanamayan Toprak Ana, torununu Girit’teki İda Dağı’nda bir mağaraya saklar. Koca bir taşı bezlere sarıp, doğan en küçük çocuğu diye Kronos’ a yutturur.
Öte yandan, ‘’Melissai’’ (Melisler) diye bilinen İda ve Adresteia adındaki iki peri kız kardeş, bebek Zeus’u İda Dağı’nın ballarıyla besler, (‘’Melissa’’ eski Yunancada ‘’bal’’ ve ‘’arı’’ anlamlarına gelir. Yani arılar ballarıyla beslerler yavru Zeus’u) Amaltheia adındaki keçi de onu emzirir. Çocuk ağladığı zaman Kuretler, Kronos ağlamaları duymasın diye kalkanlarına vurarak gürültü çıkarırlar. Özenle büyüyüp serpilen bu çocuk, us-tanrıça Metis’in yardımıyla Kronos’u yuttuğu çocukları kusmaya zorlar ve sonra kardeşlerinin yardımıyla onu tahtından indirir.
Yorum Bırakın