Seninle suskun olmamızı gerektiren bir şeylerin esiri gibiyiz.
Konuşmuyor veya konuşamıyoruz.
Bir türlü “acaba olur mu?” belasını aşamıyoruz!
Niyetlerimizi toparlayamıyoruz,
Birer birer dökülmelerini izlemek sonbaharların neler
çektiğini anlıyor olmaya eş tutuluyor insanın.
Yukarıdan bir ses, tavanımızı dövüyorlar, bu ne hiddet?
Onların tabanlarında ne arıyor tavanımız?
İnsan âşık olamayacaksa uyuyamaz, uykular kaçar o insandan.
Artık o bedenini birçok yere, gönle ve aldanışa kaptırır; içi boşalır, boş bir ses
çıkarır ve artık o bir kendi kalamayanlar hanesine düşer.
Her şeyi göze almamış çünkü
körelen gözlerinin çukurundaki bütün bedeller bir başkasından ödünç alınmış.




Yorum Bırakın