Tartini'nin Şeytanı

Tartini'nin Şeytanı
  • 0
    0
    0
    0
  •            Klasik müzik kültürüm yok ama bu resmi görüp Tartini’yi tanıdıktan sonra “Yazmalıyım.” dedim. Tartini bir besteci ve kemancı imiş. Bir gün rüyasında şeytana keman dersleri veriyor. Kemanı çaldıktan sonra şeytana kemanını verip çalmasını söylüyor. Şeytan, Tartini’nin şu ana kadar duyduğu en güzel eseri büyük bir ustalıkla çalıyor. Uyanır uyanmaz bu eseri notalara dökmeye çalışan Tartini, asla bunu başaramıyor ve “Şeytanın çaldığının yanında aşağılık bir eser.” diyor ve ayrıca öldükten sonra tekrar yaşama şansı olsaymış kemanını kırıp müziği bırakacağını da belirtiyor. Öncelikle, Tartini’yi kıskandım. Neden mi? Ben hiçbir şeyi bu kadar sevmedim ve amaç edinmedim. Daha önce söylemiştim, sekiz milyar insanı vicdanımda taşıyorum. Küçük küçük fikirlerim olsa da bir nokta belirleyerek detaylandıramadım. Bunun sebebi -her ne kadar insanları sevsem de- insanların boktan davranışlarıyla dünyayı boktan hale getirmeleri; yani çözecek bir tane problemim yok, sekiz milyar tane problemim var. Kişisel problemlerim bölümünü geçelim. Gelelim bu hikayenin benim dikkatimi çekmesinin bir başka nedenine. Tartini’ye ziyarete gelen şeytan Tartini’nin karanlık yerinde mi kalmıştı? Karanlıktan kastım kötülük değil, ortaya çıkmamış yanı. Ben şöyle düşünüyorum: yaşanılan her bir olay ve içinde bulunulan durum, ortaya konan işi etkiliyor. Acaba şeytan onaylanmamış sapkın deneyimler olabilir miydi? Yani eğer böyle deneyimleri olsaydı, gün yüzüne çıkmamış deneyimler harika bir eser mi oluşturacaktı? Yoksa gerçekten şeytanın kendisi mi geldi ziyarete? Düşmüş bir meleğin böyle bir yeteneğinin olması bana ilginç gelmiyor ama şunu düşünürsek, şeytan zevkleri savunduğu için ve kibrinden düştü. Aslında o da sapkın bir deneyim yaşadı sayılmaz mı? Ya da kısaca üst bir varlık olduğu için her şeyi yapabilir deriz kolaydan. Sonra şunu okudum: Tartini aynı eseri oluşturamasa da Şeytan Trilleri’ni yazdı ve bu eser ün kazandı ama ardındaki hikaye sebebiyle “Tartini şeytana ruhunu sattı.” denildi. Şeytana ruhunu satmak da sapkın bir deneyim. Gerçi, şeytana ruhunu sattı ondan bu güzel eseri çıkarttı diyemiyorum. Yani kafamdaki bu tartışmam birkaç sene devam eder. Bana gelirsek, amacımı belirleyeceğimi biliyorum ve Umay’ın sınırları içerisinde en iyisini yapacağımı biliyorum. Ayrıca, sapkın deneyimler yaşamayacak kadar Dünya kurallarına uyumlu biriyim. Kafamdaki kibri öldürmek üzereyim. Bu cumartesi günü umarım aklınıza bir rahatsızlık vermişimdir. İyi günler dilerim!


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.