Yaralar illa ki kapanır ilacı zamandır. Yanında merhem de varsa daha ne olsun. Peki ya en yakınlarımızın bıraktığı yaralar, onlar nasıl geçer? Yine mi zamana bırakırız? Ya zamanda bize bırakırsa o nasıl yaparız. İnsan feda etse de kendisini bazı şeyler için merhamet görmez çoğu zaman. İnsanların yaşayışları genelde algılardan öteye geçemediği gibi, kişilerin ne yaşadığının pek bir önemi yoktur aslında. Yaşanması mı elzemdir bazı sonuçlar için, yoksa daha öncesinden fark edilip önlem alınabilir mi? Önlem almak ya da almamak kimlerin işine gelir bilinmezse de en nihayetinde hayat bir sınavdır ‘’ders çıkarmak’’ gereklidir. Bazen bazı ihtimallerin umuduna tutunur insan mutlu olmak için, belki mutlu kalmak için ve yine de devam etmeye çalışır her şeye rağmen. Damarlarındaki kudrettir çoğu zaman mücadele etmesini sağlayan. Mücadelesini sürdürecek nefesi yetmez bazen, pes etmek ister. Ama hayır, hayat o kadar basit bir yer değil. Eğer buradaysa bir yolunu bulmalı, yolu yoksa da yapmalıdır. Bu onun hayata karşı sorumluluğudur. Çünkü yaşadıkça ümit vardır, olmalıdır. Gruplar, ideolojiler dikte ederken bireylerin hayatında kontrol kimdedir? Söylenen sözler ne içindir? Yapılan eylemlerin nihai amacı kim veya ne içindir? Bu savaşın kazananı kim olacaktır? Duygular manipüle edilir, fikirler çeşitli düzenbazlıklarla çarpıtılıp servis edilirken birey ne yapabilir. Bu bitmek bilmeyen mücadelenin asıl amacı ruhu mükafatlandırmaksa da dünya hiç kolay bir yer olmadığı için devinim vakit alır. İradesi, en güçlü silahlarından olsa da kim demiş silahların sahiplerine zarar vermediğini, canını yakmadığını. Bütün çıplaklığıyla dünyaya karşı kafa tutarken nereden bilebilir yarı yolda bırakılacağını, gücünün biteceğini ve devam etmenin bu kadar zorlaşacağını nasıl kestirebilir. Bilemez. Hayat fena şekilde tezatlıklardan beslenir. Farklılıklar doğası gereği bir noktada birbirine Uymak zorunda. bu noktayı bulması da insana düşmekte. ‘’Onu’’ bulmak pek kolay olmaz. Kimler kimler vardır ki bu yolda kendilerini feda etmiş, bir şey bulmak umuduyla yollara çıkıp içinde kopan fırtınalara rağmen ilerleyebilmiş ve yine de bir sonuca varamamıştır, kum taneleri gibi kaçıp gitmiştir avuçlarından her şeye rağmen. Bazı cevaplar o kadar kolay verilmemekle birlikte senelerce didinse de bir yere varamaz bazen. Vaz mı geçmelidir, yoksa gittiği yere kadar kovalamaya devam mı etmeli? Çok uzunsa gittiği yer yorulur, zihin yorulur pes etmek ister kolay değil dayanaklılık gereklidir. Devam edecek güç içindeyse eğer bunu keşfedip açığa çıkarana kadar kendisinden verdikleri için ne demeli peki, ilerlediği yolda neye gittiğini bilmeksizin koşar adım giderken neye tutunur, neye güvenip sırtını yaslar da o duvar çökmez hiçbir zaman.
Bir yırtıcının size asla zarar vermeyeceğini düşünebilir misiniz?
Yorum Bırakın