Kafka’ya Mektuplar XXXVI

Kafka’ya Mektuplar XXXVI
  • 6
    0
    0
    0
  • Franz,

    Bu bir veda mektubu. Omuzlarından vefanın yükünü çekip alıyorum. Her boşlukta bir teşekkür ve tebessümün adına devam ettiğimi söylediğim mektupları yalnız kendim için yazdığımı düşünmen dahi bunun için yeterli. Kendim için bir şey yapmama gerek yok, ben mutluyum. Senin nasıl olduğunu bilmemek, bir destek sağlamak, sana inanmak ve bunu dile getirmekti benimki. Elbette bana kattıklarını da yadsıyamam; yazmak iyi geldi, her seferinde içimi ferahlattı. Ama zoraki hiçbir şeyi içimde barındıramam. Ben yazacağım diye sen bir borcun altına girmek zorunda değilsin. Borçlu olan bendim ve şimdi son borcumu ödüyorum. Zaten tadında bırakılmayan filmler gibi her şeyi mahvetmek, geride kalan iyi sahnelerin de hakkını yemek istemiyorum. Sadece her gün ve herkese karşı 'bir çaba varsa bendendir' gerçeği suratıma bir tokat gibi çarpıyor artık; ben de olabildiğince düz bir insanım ve mutlu etmek için doğmadım. Bu görevi ölesiye kabullenmem kendi değersizliğimi bastırmak için de olabilir. Ama bu ne senin ne de benim suçum, içimi döküyorum. Kızmadım dediğim herkese kızgınım, affettim dediğim kimseyi affetmek istemiyorum. Büyüklük diye öğretildi, öyleyse büyümek istemiyorum. Tam olarak nerede bir borca dönüştüğümü, nerede kim tarafından sevilip sevilmediğimi, hangi terazide yük olduğumu ve bir pamuk kadar hafif hissettiğimi kimsenin söylemesine gerek yok, insan olduğu yeri bilir. (bazen gözlerini kapatır) Tüm bunlar yazarken kolay, aksi halde kimsenin benden özür dilemediği gerçeğini olgunlukla yoğurup bir taş haline getirip göğsüme bastırmak yerine herhangi birinin kafasına fırlatırdım. Bir vicdan bile olamadım, ama mutlu oldum. Hayat bana bazı şeylerin karşılığını verdi. O burukluk ve düşünme seansları muhakkak baki ama benim tadım tuzum da ondan ibaret. Ne bir pişmanlık, ne bir eksik, her şey olması gerektiği gibi oldu ve mutlu olacağım küçük tatlı bir dünyaya ulaştım. Umarım senin de yolların bir sahil kasabasında, kolların güzelliğin ve iyiliğin gerdanında, kahkahaların yağmurun altında yer bulur ve bu saçma ciddiyetinle değil, eski heyecanlı halinle karışırsın hayata. Çünkü gençliğin bir hayaldi. Her zaman sebep arayan mutsuz bir adam olma. Dikenler batıyorsa gül hemen peşindedir. Umarım bugüne dek layıkıyla anlatabilmişimdir.

    Her bir şarkı için, her bir alıntı ve her tuttuğun ayna için, hoyratlığın ve azarların, heyecanların ve serseriliğin, sadece bir kere sinirlenmen ve benzetmelerin için, bana bir hikaye verdiğin için, minnettarım. 

    Bir kere bile istemesen de;

    https://youtu.be/GQ3EjGDNEfs?si=Yvnpcopd25f51RNk


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.