Adını sıkça duyamacağımızı düşündüğüm Toprak Özcan ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik. Hazısanız röportajımıza geçelim..
Selamlar, nasılsınız? Umarız her şey yolundadır. Öncelikle Toprak Özcan kimdir?
Selamlar, iyiyim siz nasılsınız? Olabildiğince yolunda, sizde de öyledir umarım. Kendimden kısaca “Müzikle ilgili her işi yapmaya çalışan, biraz maymun iştahlı ama bunu lehine kullanmaya çalışan biri.” şeklinde bahsedebilirim. Ana enstrümanım olan davulun yanı sıra kendi projemde ve prodüksiyonlarını üstlendiğim başka işlerde çeşitli diğer enstrümanları da çalıyorum ve vokal yapıyorum. Bir yandan da çeşitli canlı tonmaisterlık ve stüdyo kaydı işleriyle de uğraşıyorum.
Çoğu şarkıcının ilginç veya şans eseri bir müziğe giriş hikayesi vardır. Sizin müziğe başlama hikayeniz nedir?
Müziğe, annemin beni 5-6 yaşlarımda davul dersine yazdırmasıyla başladım, çok ilginç bir hikayem yok aslında. Babam da müzisyen ve müzik öğretmenidir. Aynı kişiden 7-8 sene ders almam ilginç olabilir aslında, sonra da lisedeyken kendi kendime biraz gitar biraz piyano öğrendim. Yazdığım şeyleri besteleme isteği de bu süreci çok körüklemişti.
Geçtiğimiz günlerde “BİLMELİYDİM” adında bir single piyasaya sürdünüz. Albüm mesajını da verdiniz. Şarkının yapım süreci nasıl geçti?
Şarkıyı aslında 7 yıl önce yazmıştım. O zamandan beri aklımın bi köşesinde olan albüm fikri için saklamıştım sonra. İyi ki de yapmışım. Bu kadar içime sinecek şekilde yayınlamak çok daha iyi oldu. Bu şarkıyı aslında tek başına ve tek başıma kaydetmedim. Arkadaşım Kaan Ceylani ile bütün albümün prodüksiyonunu beraber üstlendik. Düzenlemesinden kaydına her aşamasında çok şey öğrendiğim bir süreç oldu. Hiçbir detayı atlamamaya çalıştık ve her elementi ince ince (Bazen fazla ince) düşündük.
Albüm yapım süreci nasıl gidiyor? Birazcık spoiler alabilir miyiz?
Albümün kreatif olan yapım süreci %90 bitti gibi. Duyabileceğiniz altı şarkı daha yayınlanacak. Hepsi birbirine hem benziyor hem benzemiyor. İstediğim dozda bir tutarlılıkta olacak şekilde albüm yapabildiğimiz için çok mutluyum.
Şarkılarınız arasında sizin kendinize daha yakın bulduğunuz hangisi?
Şu an “Bilmeliydim” derim buna ama albüm yayımlandıktan sonra tekrar sorulursa fikrim değişecektir.
Şarkılarınızı bir hikaye üzerine mi yazıyorsunuz yoksa çevresel etkenlere bağlı mı yazıyorsunuz?
Spesifik olaylar ve hikayeler üzerine bir şeyler yazmakta hep zorlanıyorum. O yüzden pek denemiyorum aslında. Hislenince abarta abarta kağıda (Ya da not uygulamasına) döküyorum bazen. Ama yaşadığım olaylardan ziyade bana çağrıştırdığı durumları ve başka hisleri yazmış oluyorum. Bu da bence daha ortak bir dilde kendimi ifade etme olanağı sağlıyor.
Sizin esinlendiğiniz, kendinize yakın bulduğunuz bir şarkıcı var mı?
Esinlendiğim çok fazla isim var, genel olarak müziğe yaklaşımımda kendime en çok örnek aldığım isim şüphesiz Thom Yorke. Bu albümde esinlendiklerimden yola çıkacak olursak yine Radiohead ve The Neighbourhood gruplarını sayabilirim. Bunun dışında davulculuğumu geliştirmeye devam ederken beni en çok etkileyen iki davulcu Gavin Harrison ve Yussef Dayes.
Son olarak sizi dinleyenlere ve dinleyeceklere neler söylemek istersiniz?
Beni dinleyenlere teşekkür etmemin yanı sıra, hep kendimi geliştireceğime ve daha iyiyi arayacağıma söz vermek isterim, dinleyecek olanlara da albümü sırasıyla dinlemelerini isteyebilirim :)
Bu muhteşem röportaj için Toprak Özcan'a ve ekibine teşekkürler :)
Yorum Bırakın