Yüreğimde türlü hislerle yürüyor idim gençken. Varlığımın her zerresi kalbimden akanlarla bezeliydi; günler geçti, şu garbta batan güneş beni olancasına büyütürken ben her birini eritmeye başladım kendimce yontarak kendimi. Kaçırdığım nice şeyden biriydi layığıyla sevebilmek, öfkelenebilmek ve gülebilmek. Bunun içindir ki artık yaşamak denen nehir yıkayamıyor beni. Ortasında durduğum hayat, yanımdan geçip duruyor.
Şimdiyse burada oturmuş sana türlü yaşamama bahaneleri sunacak değilim. Bir mücadeledir sevmek bu çağda, sevebilmek. Eskileri anlatarak kendi karanlığında boğuşmaya çalıştığından çok daha ötesidir mutlaka, biliyorum. Ancak artık yara berelerin kanamasını durdurabilir halde de değilim içten içe. Sadece bazı şeyler, sanırım tükendi bana dair.
Aklımın iplerini de tutabilmeyi kaybettim artık. İstediğimi, istediğimi; sevdiğimi, sevmediğimi bilmeden ilerliyorum. -Mış gibi yapabilmek artık benim için çaba gerektirmeyen bir sanat.
Taşıyorum. İçimden taşıyorum ve çıkamıyorum. Ne anlatmak istediğimi de tam kavrayamıyorum. İnsanların yüzlerini görmüyor söylediklerini duymuyor gibiyim. Silik silüetlerden ibaret gibi hissettiriyor artık hayat. Kendi içime öyle iteledim ki yaşamayı, benim dışımdaki her insanın dudaklarına cümleleri ben iliştiriyor gibiyim. Yaşamın manasını kavramak da değil bu inan olsun. Geçmişlere mektuplar yazmak, bitik aşklara methiyeler düzmek ya da kayıp giden şeylerin peşinde deli gibi koşmak artık sanki geçmişte yazıp oynadığım bir tiyatro oyunu gibi geliyor. Her hissim sahteymiş gibi hissediyorum. Olur böyle ya bazen hani, olmaz mı?
Yaşamak denen şeyi beceremiyorsan, sahip olduğun her his bir başka hissi özlemen demek.
Kaç hikayeyi böyle böyle yazdım sildim bir bilsen. Artık tutkulu bir aşk, efsanelerde geçen bir kahramanlık hikayesi ya da büyük bir aile kurmanın verdiği huzurlu ortamı istemiyorum. Artık hiçbir şeyi istemiyorum hatta. Parayı, gücü, aileyi, kendimi, düşleri, hayalleri... Bunları sadece yüzeyselliğin var olduğu bu korkunç yerde, bu soluk kürede var olabildikleri için, ölmemek için, yarın en azından uyanabilmek için başarmaya dair planlar yapıyorum. Yoksa, isteme yetisini, heyecanlanmayı, arzulamayı çok oldu yitireli.
İçime kapanıp solup giden bir ruh gibi hissediyorum artık bundan dolayı. Can bulmaya çalışıyorum geçmişte yaptığım şeylere sarılarak. Geçmişte sevdiklerime, özlediklerime kaçıyorum. Geçmişteki gibi olmazlarsa bir kalem çekiyorum üzerlerine hiç yapamadığım şekilde. Artık insanların silüetleri yerine silik isimleri kalıyor hafızamda. Çoğunu unuttum. Birkaçını unutmam diye düşünüyorum. Unutursam da umrumda değil. Hoş hikayeler yazmak yerine geçmişi olmayan bir kişiyi tercih ediyorum artık. Yaşam inanılmaz bir olay. Ölmezsem büyük maceralara yelken açarım diye düşünüyorum. Çünkü kaybedecek şeyi olmayan biri değil kazanacak çok şeyi olan biriyim. Bunun için de feda etmeye değil eksiltmeye hazırım... Ve de istekliyim. Öfkem büyük. Tek elimde kalanın bu olduğu bir hayattayım.
Yorum Bırakın