Hiç birşey sanki eskisi gibi değil artık.
Gök yüzü ve yıldızlar bile.
Hiç biri yerli yerin de değil sanki,
Semanın altında ormanlar dağlar bile bir garip artık.
İlk bahar da dinlediğim ormanların yaprakları dahi, sonbahar hışırtısı.
Her düşen yapraktan ürken cırcır böcekleri,
Neden sesleri kısık ve cılız.
Orkestra şefi kurbağalar,
Onlar susmadan ötmüyor cırcır böcekleri,
Ama kurbağalar bile susuz sanki.
Vadinin dibinden gelen buykuşun sesi,
Neden bu kadar hüzünlü,
O da mı benim gibi yalnız ve sevdiğine özlem dolu,
Sesi; öterken yutkunuyor hissi veriyor o kadar hüzünlü sanki.
Zifiri bir karanlık çöktü ormanın kalbine,
Kim kırdı üzdü sizi,
Kim döktü incilerinizi;
Bu hüzünülü duruşun, kısık seslerin sebebi kim!
Kim bu acımazsızlığın şiirini yazan.
Kim bu mutluluğu bir kibrit çakışıyla küle çeviren.
Kim!
Ben mi?
Yoksa; Değil kalbime gömmek,
Ardıma dahi bırakamadığım.
Sen mi?
Yorum Bırakın