MİTOLOJİ 101 / 5

MİTOLOJİ 101 / 5
  • 3
    0
    0
    2
  • Bir önceki yazımızda İnsanın Yaratılışına değinmiştik. Şu ya da bu biçimde, insan ya da yaratılmış oldğuna göre, Tanrılar/Tanrıça’lara geçebiliriz artık.

    RHEA YA DA KYBELE

    Ad olarak değişik görünseler de aynı kişiliği temsil eder bu iki tanrıça. Bir başka deyişle Rhea, Anadolulu tanrıça Kybele’nin Yunan tanrılar dünyasında aldığı addır.

    Rhea, Uranos ve Gaia’dan olma dişi bir Titandır. Zeus’tan önce evrene egemen olan Titan Kronos’un hem kız kardeşi, hem de karısıdır. Gerçi Kronos kendisinden sonra evreni paylaşmış olan Zeus, Poseidon ve Hades’in babasıdır ama tahtta kalmak uğruna çocuklarını yutmaktan çekinmeyen acımasız bir babadır. Bu nedenledir ki ozanlar ona ‘’Tanrıların Babası’’ sıfatını taşıma onurunu vermek istememişlerdir.

    Oysa Rhea’ya ‘’Tanrıların Anası’’ sıfatı seve seve verilmiştir. Çünkü doğan çocuklarını despot kocasının elinden kurtarmak için çırpınmıştır. Gerçi bu çabasında pek başarılı olduğu söylenemez ama yine de bir analık özverisiyle, en küçük çocuğu Zeus’u yutulmaktan kurtarmıştır. Bu nedenle de kendisine verilen ‘’Tanrıların Anası’’ , ‘’ Büyük Ana’’gibi sıfatları hak etmiştir.

    Aslında o yalnızca tanrıların değil, toprağın temsilcisi olarak bütün varlıkların anasıdır. Kökeni ta İÖ 8000’lere tarihlenmiş Neolitik (Cilalı Taş Çağı) döneme kadar uzanan Ana Tanrıça geleneğinin bir devamıdır. Rhea’dan çok Kybele adıyla konu olur öykü ve efsanelere. Tapımı da yine bu ad altında önem kazanır.

    Döllenmeyle doğum arasındaki dokuz aylık süre nedeniyle yeni bir yaratığın dünyaya gelişinde erkeğin rolünü kavrayamayan ilkel insan, yaratıcılığı kadına vermekteydi doğrudan doğruya. Çünkü dokuz ay süresince karnı durmadan büyüyen ve ardından da bir yeni canlıya yaşam veren kadındır. Derken çocuğun yaratıcısı kadın, bitkilerin her türlüsünün yaratıcısı olan ‘’toprak’’ ile özdeşleşir ilkel insanın gözünde. Kişileşmiş bir tanrıça olur ‘’toprak’’. ‘’Ana Tanrıça’’ denir ona, bütün öteki tanrılar da ondan çıktıkları için; ‘’Toprak Ana’’ denir. Sonra toplumlara ve çağlara göre durmadan değişik adlar alır. Kubaba, Kybebe, Ma, Marianna, Arinna, İnanna, Lat gibi adlar edinir çağlar boyunca. Kybele adıyla Phrygia’nın ulusal tanrıçası olur. Sonra ünü Roma dünyasına yayılır daha ileriki dönemlerde. Sonraları Hıristiyanlığı bile etkiler ‘’Tanrı Anası’’ sıfatıyla.

    Yaratıcılığı dişi bir varlık olarak ‘’toprak’’la simgeleyen ilkçağ insanı, bir de beden tasarlamış bu yaratıcıya. Bir kadın bedeni elbette. Ama bu beden bütün yeryüzüdür. Toprak bu yaratıcı tanrıçanın etidir. Kemikleri de vardır Toprak Ana’nın, bağrındaki taşlardır bu kemikler. Ağaçlar ve her tür bitkiler onun saçlarıdır. Yeryüzünün bütün kara parçalarına serpiştirilmiş irili ufaklı dağlar da, bereket taşan memeleri olmalı Toprak Ana’nın ve baharın gelmesiyle eriyerek gürül gürül akan sulara dönüşen karlar da bu memeleri besleyen sütler.

    Damarlarını da unutmamalı onun. En küçük sel yatağından en büyük ırmaklara dek bütün akarsu yatakları onun damarlarını oluşturur, anası ve de kılcalıyla. Bu yataklarda akan sularsa Ana Tanrıça’nın kanıdır.

    Dölyatağı da vardır elbette tanrıçanın. İnsanın binlerce yıllık ilkellik döneminde kendisini güven içinde duyduğu mağaralardır onun dölyatağı.

     


    Yorumlar (0)

    Bu gönderi için henüz bir yorum yapılmamış.

    Yorum Bırakın

    Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.