Her gün uyandığımdan farklı uyandım bugün. Belki kanser, belki birini kaybetmiş, belki hayal kırıklığına uğramış, belki de günün on saati çalışan birinin yorgunluğuyla birlikte uyandım. Hepimizin olmuştur yataktan çıkmak istemediği günleri. Ben yatağın içine karışmak, kumaşıyla birleşmek istiyordum. Sorunu anlamaya çalışırken en büyük farklardan biri olarak kafamın içindeki gürültüyü kaybettiğimi farkettim. Ölümcül bir sessizlik sarmıştı heryeri. Her gün şikayet ettiğim kafamdaki sayısız sesten birini bile duyamamaktan şikayetçiydim şimdi de. Sanki biri kafatasımı açmış ve heryeri ilaçlayıp öldürmüştü onları. Ama onlar bana aitti. Beni varlıklarının öldürdüğünden daha fazla öldürüyordu yoklukları. Çünkü onları ben yok etmiş olsaydım bir yanım eksik uyanmazdım bugün. Benliğinizden en ufak bir şey isteğiniz dışı sizi terk ettiğinde olan ağırlık bambaşkadır. Vücudunuzdaki ahenkteki o ufak yokluk her şeyi darmadağın eder. Bir şeylerin değerini o şey yok olunca fark ederiz genelde. Gün içinde giydiğiniz ama rengini beğenmediğiniz bir ayakkabının sabah işe gidecekken ayakkabılığınızda bulamadığınızı düşünün. Sinirle ayağınıza dar gelen ayakkabıyı giyip evden çıktığınızda gün içindeki o sizi sürekli rahatsız eden acı size diğerinin değerini farkettirir. Ancak bu tarz örnekler fark edip sorunu olabildiğince düzeltebildiğiniz örneklerdir. Ama bir sabah uyandığınızda benliğinizde bir şeyin ayakkabı gibi ortadan kaybolduğunu farketmenizin boyutu bambaşkadır. Eğer neyi kaybettiğinizi bilmiyorsanız, yerine yeni bir ayakkabı alamazsınız. Bir çiçeğe fazla su verirseniz solar, aynı şekilde gereğinden az verirseniz de solar. Bir çiçek gibi o suyun her damlasına muhtacım, fazlasına ise yerim yok. Damlalardan birinin yokluğu beni günden güne solmaya itiyor. Bu damlalar benliğinizdeki herhangi bir şey olabilir ve bunlardan birinin aniden yok olmasından geriye kalansa ‘hissizliğin hissi’dir. Hissettiğiniz tek şeyin bile yok olması diğer hislerinizi de zedeler. Geriye kalan sadece hissizliktir. Velhasıl kelam, ben bu sabah hissetmemenin ağırlığıyla uyandım. Kaybolmuş hislerimle yüzleşirken, bir daha asla tam anlamıyla uyanamayacakmışım gibi uyandım.
Yorum Bırakın