Bir Yalın şarkısı temizlerken kulağımın pasını geçmişimi düşünürüm. Farkettiğim şeyler de çok ilginçtir aslında. Şahsım biraz üşengeç ve birazda akılsız olduğundan, ekonominin dalgalandığı ve aileden destek alamadığım bir süre zarfında üniversiteye başladım. Tabi ilk yıllardaki hovardalığım sonrasındaki yıllarda gelen ekonomimin çöküşü ve mecbur işe girip okulu ikinci plana atmam iki yıllık bölümü yedi yıldır okuyor olmamı sağlamıştır.(Normalde altıncı yılda atılırsın iki yıllık bölümden ben ise inat edip tekrar kazandım)
Mikrobiyoloji Profesörümü ilk gördüğüm gün kendisinin ne kadar bilgili ve doninant bir kişilik olduğunu fark etmiştim. Kendisi katı kurallarıyla sınıfta bir diktatör gibi esip gürlerken aslında ne kadar haklı olduğunu fark ediyordum. Telefonları kapatıp çantaya koyma, masa üzerinde defter ve kalem harici eşya kabul etmeme, uyuyan ya da geç kalan öğrenciyi sınıftan uzaklaştırma. Her biri bana o kadar doğru ve olması gereken bir kural gibi geliyordu ki ikinci bir kez sorgulamıyordum. Konuyu anlatırken hocamızın mikroorganizmalardan korunmak ve yaşamını daha güvenli bir hale getirmeye ne kadar çok çalıştığını fark etmiştim. Bize her hafta 'Ortak havuzlar da yüzmeyin' 'Çıplak elle toprağa dokunmayın' 'Hayvanları ellemeyin ellersenizde hemen elinizi dezenfekte edin' Gibi cümleler kurup bize önerilerdebulunuyordu. Kendi adıma söyleyeyim ben hayvan ya da toprak ellemeye bayılan biriyim.
Aradan geçen yıllardan sonra bir gün tekrardan aynı derse, onun dersine girdim ve en önden gözlerimi hiç ayırmadan dersi dinledim. Hocamı dinlerken kafamın içerisinde cümlelerde bir gariplik olduğunu fark ettim ve tüm gayretimle derse katıldğımda kocanın şunları dediğini duydum; 'Toprağı çıplak elle ellemelisiniz hatta çamurla oynayın.' veyahut 'Çocuklarınızı salın doğaya her şeye temas etsinler.' hatta ve hatta 'Yere düşen bir şeyi anında alıp üfleyip yiyin!!' Bir an kafayı yediğimi ya da aslında hala yatağımda yatıyorumda bu bir rüya mı diye düşündüm. Ama hayır hoca karşımda ben uyanık ve dedikleri de harfi harfineydi.
Hocamın ortalama yedi yılda bu kadar değişmesi beni çok şaşırtmıştı. Ama aslında bilmediğim daha çok şey olduğunu o an anladım. Çünkü benim biraz gelip biraz gelmediğim dönemlerde hocamın bir çocuğu olmuş. Kendisi bir profesör olduğu için oturup aylarca araştırma ve eski deney sonuçlarını incelemiş, bol bol makale okumuş. ,
Sonuç olarakta çocuğunun hastalıklara karşı dirençli ve daha dayanlıklı bir birey olması için onu doğaya salıp mikroorganizmalarla tanışmaya davet etmiş. Bundan yedi yıl kadar önce yapmayın dediği şeyleri zamanla araştırarak ve öğrenerek yapabilirsiniz veya yapmalısınız haline getirmesi çok güzel bir durum. Bilim de aslında tam olarak böyle çalışmakta. Eğer ki araştırılıp daha doğrusu bulunduğunda eski ve yanlışı takip etmek yerine yeni ve doğruya yönelirseniz siz de gelişebilirsiniz.
İyi Okumalar.
Yorum Bırakın