Ekim Ayı Okumalarım

Ekim Ayı Okumalarım
  • 2
    0
    1
    0
  • Herkese selamlar. Ekim ayında okuduğum kitaplardan bahsetmek istiyorum.

    Aslında bu ay öyle çok kitap okumaya zamanım olmadı. Dune serisine başladım ve bu ayı Dune Çocukları ile bitirdim. Dune evreni hep çok merak ettiğim evrenlerden biriydi. Filmlerini izledikten sonra okumak benim için acayip hayal kırıklığı oldu. Kitapları okuduktan sonra filmlerde o kadar fazla eksikler vardı ki bir an şaşırdım kaldım. Dune evreni gerçekten de acayip ve birr o kadar da esrarengiz bir evrendi benim için. Aslında Dune evrenini oluşturan yazar Frank Herbert'in Ortadoğu'da yaptığı gözlemlerin birçok sonucunu bu evrende görüyoruz. Gerek İslam gerekse diğer dinlerden birçok terim bulunmaktadır. 

    Dune (Birinci Cilt)

    Dune gezegeni bir diğer adıyla Arrakis derin bir bilimkurgu ile yazılmış ve İmparatorlukta yaşanan o entrikaları ve gizemleri, çevresel mücadeleleri ve özellikle dini inançları ve dinin insanlar üzerindeki etkisini anlatan bir romandır. Fremenler yani Arrakis gezegeninin yerlileri ve o gezegene özgü olan ve sadece Arrakis'te yetişen "baharat" yani bir diğer adıyla "melanj" bulunur. Bu baharat gezegenler arası yolculukta kullanılan ve ömrü uzatan bir maddedir ve o evren için aşırı derecede önem arz etmektedir. Ben okurken en çok dikkatimi çeken konulardan biri bu baharat oldu aslında. Gerçekten ne kadar değerli olduğuna dair hep bir paragraf vardı. Tıpkı dünyamızda bulunan su gibi. Su da aslında Dune gezegeninde çok değerli bir kaynaktır. Öyle ki çöl gezegeninde su olmadığından dolayı ölen insanların suyunu aldıktan sonra gömmeleri ve kendi vücutlarından çıkan suyu arıtan bir kıyafet tasarlamaları da bunu göstermektedir.

    Dune kitabında solucanları ele almadan olmaz. Dune gezegenini gezegen yapan en önemli yaratıklardan biri solucanlardır. Bu solucanlar baharat ile beslenerek Dune gezegeninin en önemli sistemsel varoluş parçalarıdır. Solucanlar genel olarak yeraltında yaşamaktadırlar ve Fremenlerin birçoğu onları taşıt olarak kullanarak seyahat için kullanıyorlar. 

    Paul'un ana rahminde doğan kız kardeşi Alia'yı atlamamak gerekir. Bu kitapta en çok dikkat çeken şeylerden biri de Paul'un Bene Gesserit olan annesinin hamile iken girdiği "baharat transı" -yani Rahibe Ana dediğimiz kişi olabilmek için girilen çetin bir sınav- sayesinde Alia yani Paul'un kız kardeşi birçok hayatı ve anıyı ana rahminde edinerek bir yetişkin gibi doğmuştur. Daha doğmadan birçok anıya ve acıya sahip olmuştur. Çocuk bedenine sıkışmış bir yetişkindir aslında.

    Bene Gesseritler dediğimiz bir topluluk çok dikkatimi çekti okurken. Bene Gesseritler özel güçlere sahip ve çok bilgili kadın topluluğudur. Tek bir amaçları vardır. "Kwisatz Haderach" dedikleri geçmişi ve geleceği görebilen insanüstü bir varlık yaratmaktır. Bu varlığı yaratabilmek için genetik soyu kontrol etmeye çalışarak birçok hanedandan farklı evlilikler yaptırmaktadırlar. Genel olarak bu kadın topluluğu perde arkasında gibi görünse de imparatorluklarda büyük roller oynamaktadır. 

    Paul Atreides romanımızın baş kahramanıdır ve ailesinin Arrakis çöl gezegenini yönetmesi için görevlendirilmesiyle birlikte kendisini bir iktidar ve hayatta kalma çabası içerisinde bulur. Chani adlı Fremen bir kıza aşık olmasıyla ilerleyen bu kitap gerçek aşkın ne olduğunu ve ilk görüşte aşkın var olduğunun aslında birebir kanıtı gibidir.

    Bu kitapta en çok dikkatimi çeken bir diğer şey ise Gomcabbar sınavıydı diyebilirim. İnsanın sınırlarını zorlayan ve ona fiziksel acı verirmiş gibi görünen bu sınav Paul'e bir Bene Gesserit tarafından yapılıyor ve Paul bu sınavı geçiyor. Ama o sahneyi okurken de izlerken de tüylerim diken diken olmuştu.

    Fremenler ve Paul Atreides arasında geçen çetin hayatta kalma mücadelesini anlatan bu kitap kesinlikle bilimkurgunun baş yapıtı niteliğindedir. Kesinlikle okunması gerekli çünkü içerisinde birçok mesaj bulunmaktadır. 

    Dune Mesihi (İkinci Cilt)

    İlk kitaptan yaklaşık on iki yıl sonrasını konu alan Dune Mesihi kitabımızda Paul Atredies artık Fremenlerin lideri ve imparator olarak göreve başlamıştır. İktidarında o kadar çok zorluklarla karşılaşmaktadır ki sürekli bir mücadele içerisindedir. Paul'u mesih olarak kabul eden bir topluluk vardır ve Paul onlar için artık bir mesih ve tapılası bir varlığa dönüşmüştür. Paul'ün doğan ikiz çocukları Ganimet ve Leto bu kitapta gerçekleşen en garip olaylardan biriydi. Doğum sırasında Paul en sevdiği kişi olan Chani'yi yani sevgilisini kaybediyor. Aynı zamanda Corrino Hanedanı, Bene Gesseritler ve Spacing Guild gibi grupların Paul'u yok etmeye çalışmaları ve Paul'un ahlaki açıdan hem fiziksel hem de zihinsel sınırlarını zorlayan bir kitaptı. 

    Okurken zorlanmadım ama bilmediğimiz bazı yabancı terimler olduğundan dolayı anlamakta zorluk çekebilirsiniz. Onun dışında gerçekten de kitabı okurken bizzat o sahneleri orada yaşıyormuşçasına sanki o sahnelere birebir şahit olurcasına okudum. 

     

    Dune Çocukları (Üçüncü Cilt)

    Bu kitap Dune Mesihi kitabından birkaç yıl sonra geçmektedir. Paul gözleri kör olup kendisini çölde kaybettikten sonra yönetimin artık Alia'ya geçmesiyle birlikte birçok şey değişmiştir. Dune gezegeni çöl olmaktan çıkarak Fremenlerin en büyük hayali olan radikal bir değişim geçirerek yeşil bir ovaya dönüşmeye başlayarak yağmur yağğan ve her yeri yeşillikler ile dolan bir gezegen olmaya başlamıştır.

    İkizler Leto ve Ganimet Bene Gesseritlerin beklediği "Kwisatz Haderach" potansiyeli taşıyan soylu varlıklardır. İkizler de tıpkı halaları gibi ana rahminden birçok anıya sahip olarak doğmuşlardır ve babaannelerinin de anılarının hepsini bilmektedirler. Paul'un kız kardeşi Alia içindeki birçok hayatı ve anıları dinleyerek neredeyse delirmeye başlayarak nesiller önceki İmparator olan Baron tarafından zapt edilerek "Hilkat Garibesi" dediğimiz varlığa dönüşmüştür. Leto yani ikizlerin erkek olanı burada "Altın Yol" denilen bir yol için büyük çabalar harcamaktadır. Bu kitapta Leto insandışı bir varlığa dönüşerek halası Alia'nın zapt edilmiş olduğunu kanıtlayarak tahta geçerek hüküm sürmeye başlamıştır.

     

     

    Bu kitapları keyifle okudum. Çünkü gerçekten de okuduğum birçok bilimkurgu kitabı arasında en sıra dışı bulduğum bilimkurgu kitabıydı. Okurken kendimi tıpkı oradaymış gibi hissettim. Aslında kitabın içerisinde bulunan birçok dinsel imgenin de bu kitapları okumamda etkisi oldu. Kitaptaki birçok söylem gerek İslam gerekse diğer dinlerden söylemlerdi. Kitabı okurken kendinizi Dune gezegeninde değil de sanki Ortadoğu'da bir ülkedeymiş hissine kapılabilirsiniz ki ben gerçekten de kapıldım. Çok muhteşem ve bir o kadar biz insanlar için derin anlamları olan mesajlar ile dolup taşan bu eserin ilk üç kitabını okudum geri kalan kitaplarını da kesinlikle okuyarak seriyi tamamlayacağım. Sizlere tavsiyem kitapları okuduktan ve Dune evrenini tamamen anladıktan sonra filmlerini izlemeniz olacaktır. 

    OKUMAYA VE YAZMAYA HER KOŞULDA DEVAM.

     


    Yorumlar (1)
    • merhabalar emre bey kitabınızın içeriğini çok beğendim ve yazılarınızın devamını dilerim.

      Yorum Bırakın

      Yorum yapmak için üye girişi yapmalısınız. Üye girişi yapmak için buraya tıklayınız.